Dijital Alanda Şiddet, Yıkıcılık Ve Perversiyonun Psikanalitik Açıdan Değerlendirilmesi
Anahtar Kelimeler
Bu makale, dijital alanda psikanalitik kuram ve metodoloji çerçevesinde şiddet, yıkıcılık ve perversiyon (sapkınlık) kavramları bağlamında bir tartışmaya vurgu yapmaktadır. Dijital alandaki yıkıcılığın rolü ve kullanıcıların çevrimiçi öznellikleri arasındaki ilişkileri değerlendirildiğinde medya kullanıcılarının bilinçli ve bilinçdışı düzeylerde medya ile nasıl etkileşime girdiklerini düşünmenin yanı sıra, çağdaş öznellikler ve dijital medya arasındaki ilişkiye daha ayrıntılı bir şekilde ışık tutmaktadır. Bu çalışma medya ve iletişim çalışmaları ile psikanaliz arasındaki zengin ilişkiyi göstermeyi amaçlamıştır. Şiddet, dürtüdeki fazlalık olması olarak tanımlanmaktadır ve cinsel dürtüdeki fazlalık ise istismar, taciz, tecavüz biçiminde kendisini ifade edebilmektedir. Şiddet etkili bir eyleme döküş biçimi olurken, yıkıcılık ise sahip olduğu potansiyel ile kalabilecek bir dürtü ve ruhsal bir hareket olarak görülmektedir. D. W. Winnicott, yıkıcılığı, hasedin erken travmatik durumlarda arttığını belirtmektedir. Freud, şiddet ve yıkıcılık sorunsalına ölüm dürtüsü kavramını merkeze alarak yorumlar. Bunları yineleme zorlantısı ile suçluluk ve suçluluğu nefretle olan ilişki etrafında ele almaktadır. Sapkın kişilerdeki içsel boşluğun acısı dışarı atılarak kendi acıları bir ötekine yüklenir. Ulaşılamayan haz, arzu ve mutluluk ötekinde de yok etme yolunu izler. Buradaki ilişki biçimi düşlemlerle ve duygulanımlarla ilgilenilmeden manipülasyon, el koyma, yönetmeyle birlikte güç ilişkisi temelinde şekillenmektedir. Erken dönemdeki ruhsal düzeydeki bu yıkıcılık ile yetişkinlikte patolojik sapkınlığın işleyişindeki ortak temel nokta ise her zaman sonsuz bir haz arayışının peşinde olmaktır. Gözetlemek, dokunmak, hem sadistik hem de mazoşistik nitelikteki duyusal oto-erotik hazlar içsel bir sınır tanımaksızın doyum ararlar. Sonrasında kastrasyon endişesinin kendisini göstermesiyle birlikte üst nesilden gelen yasakların tanınması, ensestüel arzulardan ve ödipal aşktan vazgeçiş ve bir üstbenlik yapılanmasının oluşumu, çocuğu bu oto-erotik hazlardan vazgeçmesini sağlayacaktır. Bu doyuma teknolojik araçlar bağlamında bakıldığında, kısmi dürtülerin anlık ve sınırsız doyum şeklinde kendisini ortaya koyduğu görülmektedir. Siber dünya kişiye sonsuz bir gücün kapısını aralamaya katkıda bulunur. Ona “eksiksiz olma” fırsatını sağlar. Eksikliği telafi etmek için özne, ötekini kullanmaya ve ona hükmetmeye yönelecek ya da bu edilgen kurban rolünü benimseyerek kendisini zorba tutumlara maruz bırakma yolunu benimseyecektir. Siber dünyada kişi, bir efendi ve totaliter bir tehdit haline dönüşürken aynı zamanda ikinci bir deri gibi sarar, sarmalar. Siber dünyadaki her ses ve imge etkisi altına alma gücündedir. Çünkü izleyen ve bu dünyanın içinde olan kişi bu yeniden birleşme düşlemini arzular. İçsel boşluğun ve yaslanma, dayanak eksikliğinin çaresizliğinde, bir olma ve birleşme arzularının en yüksek seviyede yaşanması sonucunda bu şiddeti kabul etme gerçekleşir.
Atıf Sayısı :