Birleşen teorik ve ampirik kanıtlar, intiharın temelde rastlantısal bir olay olduğuna bu bağlamda bireysel düzeyde intihar riskinin yararlı bir değerlendirmeye açık olmadığına işaret etmektedir. Bu bölüm, insanların kendi hayatlarına son verme risklerini kategorize etme çabasının ötesine geçilmesinin zamanının geldiğine dair entegre bir evrimsel ve klinik argüman sunmaktadır. Davranışların temel olarak öngörülemez olduğu anlaşılır ve kabul edilirse, ruh sağlığı alanını daha parlak bir gelecek beklemektedir. Acı-beyin evrimsel intihar teorisi, diğerlerinin yanı sıra, entelektüel olarak yetkin tüm insanların intihar potansiyeli taşıdığını ve intiharların büyük ölçüde rastgele gerçekleşeceğini öngörmektedir. İntihar rastlantısal şekilde ortaya çıkar çünkü, evrimsel bir zaman sürecinde adaptif savunmaların seçiliminin intiharın tüm ana bağlantılarını kullanmış olması ve böylece bu bağlantıların öngörü gücünü tüketmiş olması gerekmektedir. Tamamlanmış intiharlar, organizmanın kendi kendini yok etmekten kaçınabileceği bilgi ipuçlarında yoksun kalan, bu nedenle istatistiksel kalıntı olarak değerlendirilen olaylardır. Ampirik kanıtlar bu teorik beklentiyi destekler niteliktedir. İntihar davranışı, birey düzeyinde öngörülmeye dirençlidir. Değerlendirmenin hangi yöntemle yapıldığına bakılmaksızın, "yüksek risk" olarak değerlendirilen kişiler, uzun süreler boyunca bile nadiren kendi canlarına kıyarlar. Sonuç olarak, önleyici bir tedavi, bir hasta kohortunun 'yüksek riskli' alt kümesine uygulanmak için yeterince güvenli ve etkiliyse, geri kalanlar için de aynı derecede değerli olacaktır. Önleme tedbirleri, intiharın rastlantısal doğasının kabul edildiği, nadir ve neredeyse rastgele olan kendisine yönelik ölüm "hatasının" bireysel değil, evrensel bir insan potansiyeli olarak var olduğunun kabul edildiği durumlarda, başarı için daha büyük olasılıklar sunacaktır. Risk değerlendirmesi yerine risk iletişimine odaklanan gerçekçi, evrim bilgisiyle harmanlanmış, klinik bir yaklaşım önerilmektedir. İnsan türü, kendi hayatına son verme bakımından günlük yok denecek kadar küçük bir risk taşırlar, ancak bu sonuçtan kaçınmak için çok iyi adapte olmuşlardır. Hemen hemen hepimiz, hayatın stresine neredeyse her zaman başka çözümler bulmaktayız.