Bu bölümde, gastrointestinal sistemin iyatrojenik fistüllerinden bahsedilmektedir. Fistül, bir organ ile başka bir organ veya cilt arasında anormal bir bağlantıdır. İyatrojenik fistüller ise bir girişim veya tedavi sonucunda ortaya çıkar. Son yıllarda minimal invaziv yöntemlerin ve girişimsel işlemlerin artmasıyla iyatrojenik fistüllerin sayısında da bir artış gözlenmektedir. Bu fistüller genellikle travma veya cerrahi girişimlere bağlı olarak gastrointestinal sistem boyunca gelişebilir. Fistülün nedeni genellikle anastomoz kaçağı veya gözden kaçan bir barsak yaralanması olabilir. Crohn hastalığı, malnütrisyon, enfeksiyon, sigara içme, immün supresyon gibi faktörler de fistül oluşumunu kolaylaştırabilir. Fistüller, debi miktarına göre yüksek, düşük veya orta debili olarak sınıflandırılır. Hastalarda fistül geliştiğinde, halsizlik, iştah kaybı, bulantı, kusma ve karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Tanı genellikle ameliyat sonrası ikinci haftada yara yerinde enterik içerik görülmesiyle kesinleştirilir. Tedavide enfeksiyon kontrol altına alınmalı, drenaj sağlanmalı ve elektrolit bozukluğu düzeltilmelidir. Akut dönemde sepsis kontrol altına alınmalı, perkütan veya cerrahi drenaj yapılmalı ve geniş spektrumlu antibiyotikler başlanmalıdır. Fistülün erken dönemde saptanamaması durumunda veya karın içi kontaminasyon varsa tekrar anastomoz yapılmasından kaçınılmalı ve bağırsak ostomi şeklinde karın duvarına ağızlaştırılmalıdır. Nutrisyonel destek de önemli bir yer tutmaktadır ve enteral veya parenteral beslenme tercih edilebilir. Kronik dönemde yara bakımı ihmal edilmemeli ve somatostatin analogları kullanılabilir.(AI)