Hemodiyaliz tedavisi gören hastalarda beslenme yönetimi ve hemşirelik yaklaşımı önemlidir. Kronik böbrek hastaları genellikle yiyeceklerde bulunan içerikler nedeniyle diyetlerini değiştirmek zorunda kalır ve etnik ve kültürel tercihlerinden çok farklı yeni beslenme alışkanlıkları kazanır. Bu nedenle, hastaların alışılmış yeme ve içme alışkanlıklarını değiştirmesi zordur. Ancak, diyet tedavisi tedavi rejiminin önemli bir parçasıdır. Hemodiyaliz tedavisi gören hastalar, sıvı ve besin kısıtlamasına uyum sağlamadıklarında, elektrolit dengesizliği (hiperkalemi ve hiperfosfatemi gibi) ve ekstraselüler sıvı hacmi yüklenmesi (periferik ve pulmoner ödem) gibi komplikasyonlar ortaya çıkar, bu da potansiyel olarak ölümcül sonuçlara yol açabilir. Diyet uyumsuzluğunun uzun vadeli kronik etkileri de vardır. Hiperfosfatemi kemik hastalığına ve non-skeletal metastatik kalsifikasyona neden olur. Kronik hacim yüklenmesi hipertansiyonla ilişkilidir ve sonunda kalp yetmezliğine yol açabilir. Özellikle protein ve kalori gereksinimlerinin yetersiz alınması, albümin gibi temel proteinlerin azalmasına ve kas kaybına neden olur. Bu nedenle, hemodiyaliz tedavisi gören hastalar için tıbbi beslenme tedavisi uygulamak önemlidir. Ancak, yapılan çalışmalar, HD tedavisi alan birçok hastanın sağlık promosyonu davranışlarını sürdürmede zorluk yaşadığını göstermektedir. Bu nedenle, mümkün olduğunca, hastalara hemodiyaliz tedavisi için uygun genel sağlıklı beslenme prensipleri konusunda bilgi verilmelidir. Hemodiyaliz hastalarında temel beslenme gereksinimleri ve risk grubundaki elektrolitler aşağıda listelenmiştir.ProteinBeslenme, özellikle protein desteği açısından yaşam süresini uzatma açısından önemlidir. 35 kcal/kg/gün kalori ve 1-1,2 g/kg/gün protein alımı, hastanın diyalize dirençli olmasını sağlar ve birçok metabolik komplikasyonu önler. HD sırasında yaklaşık olarak her seansında 6-12 g amino asit kaybedilir. HD için önerilen minimum protein alımı 0,9 g/kg/gün'dür. Sürekli HD tedavisi gören hastaların günlük 1-1,4 g/kg protein alması önemlidir. Metabolik olarak stabil hastalarda yapılan azot dengesi çalışmaları, bu düzeyde alımın yeterli olduğunu göstermiştir. Hastalara, bu gereksinimin çoğunu, yağsız et, balık ve yumurta gibi yüksek biyolojik protein kaynaklarından elde etmeleri öğretilmelidir. Fosfor yüksekse, amino asit preparatları, et ve süt ürünlerini geçici olarak azaltarak yardımcı olarak verilebilir.(AI)
Atıf Sayısı :