Bu bölümde, doğumsal anomalilerin yüksek yargıya yansıyan vakalarının incelenmesi üzerine bir değerlendirme yapılmaktadır. Doğumsal anomaliler, fetusta meydana gelen normalden sapmalar olarak tanımlanabilir ve dünyada ve ülkemizde bu tür vakalar nedeniyle davalara ve tazminat taleplerine yol açmaktadır. Bazı anomaliler çok ağır olup gebelik sırasında düşük veya erken doğumla sonuçlanırken, bazıları ise erken dönemde ölümle sonuçlanmaktadır. Anomalinin türüne, niteliğine ve ağırlığına bağlı olarak yaşam süresi ve kalitesi etkilenebilmektedir. Doğum öncesi tespit edilebilen anomaliler ise yasal düzenlemelere uygun olarak sonlandırılabilmektedir. Bu çalışmada, doğumsal anomaliler hakkında genel bilgilerin ardından, yüksek yargıya yansıyan vakalar çeşitli açılardan incelenmiş ve bazı değerlendirmeler ve öneriler sunulmuştur. Doğumsal anomalilerin etyolojisi genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle oluşmaktadır ve birçok olguda oluş mekanizmaları hala tam olarak anlaşılamamıştır. Anomaliler malformasyonlar, bozulmalar, deformasyonlar ve displaziler olarak sınıflandırılmaktadır. Ağır anomaliler doğum öncesi kaybedilirken, doğuma kadar ulaşan olguların bir kısmı yaşamla uyumlu olmadığı için kısa süre içinde ölmekte, bir kısmı ise mevcut anomalilerle yaşamını sürdürmektedir. Bazı anomaliler doğum öncesi tarama ve tanı testleri ile erken dönemde tespit edilebilirken, bazıları ise daha sonra fark edilebilmektedir.(AI)