Bu metinde, birinci basamak sağlık hizmeti olan aile hekimliği pratiğindeki hukuki sorunlar ele alınmaktadır. Aile hekimliği, koruyucu sağlık hizmetleri, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin sunulduğu ve kolayca ulaşılabilen bir sağlık hizmetidir. Türkiye'de aile hekimliği uygulamaları, 2004 yılında yayımlanan kanunla başlamış ve 2010 yılında ülke genelinde uygulanmaya başlamıştır. Ancak hala aile hekimliği pratiğiyle ilgili ciddi hukuki boşluklar bulunmaktadır. Aile hekimliği mevzuatı, Aile Hekimliği Kanunu, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği ve Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği olmak üzere üç temel düzenlemeyi içermektedir. Aile hekimleri, sağlık raporları gibi hizmetlere ilişkin olarak diğer kamu kurumlarının mevzuatlarını da takip etmek zorundadır. Ancak henüz oturmuş bir hukuki alt yapı bulunmaması, çelişkili düzenlemelere ve farklı uygulamalara yol açmaktadır. Hukuki güvenlik ilkesi, hukukun uygulanmasındaki belirsizlikleri ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Aile hekimliği çalışanları, kamu görevi ifa etmektedir ve mevzuattaki kuralların net ve anlaşılabilir olması, hukuki güvenlik ilkesine uygunluğu sağlamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yaşama ve toplum sağlığı haklarını korumaktadır ve aile hekimleri de diğer kamu görevlileri gibi bu hakları sunmaktadır. Bu nedenle, aile hekimliği pratiğindeki hukuki sorunların çözümü için mevzuattaki eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :