Türkiye'de yaşlanma gerçeği, dünya genelinde yaşlı nüfusun artış göstermesiyle birlikte önemli bir sosyal politika konusu haline gelmiştir. 2015 verilerine göre dünya genelinde 60 yaş ve üstü nüfus 901 milyon olarak belirlenmiştir. Bu sayının 2030 yılında 1.4 milyara (%16.5) ve 2050 yılında 2 milyara (%21.5) ulaşması öngörülmektedir. Yaşlı nüfusun artış hızının gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olduğu ifade edilmektedir. Bu durum, sağlık ve sosyal bakım sistemlerinde zorluklara neden olacak ve ekonomi, toplum ve çevre açısından sürdürülebilirlik sorunlarına yol açacaktır. Yaşlı nüfusun artışı, tüm ülkeler için önemli bir konu olup, sosyal politikacılar, ekonomistler ve araştırmacılar için hayati bir konudur. Yaşlanmanın ekonomik büyüme, kuşaklararası eşitlik ve kalkınma süreci üzerinde kritik etkileri olduğu görülmüştür. Ayrıca yaşlı nüfusun farklı grupları farklı şekillerde etkilediği ve yaşlılara yönelik politikaların önem kazandığı belirtilmektedir. Türkiye'de de yaşlı nüfus hızla artmaktadır. 65 yaş ve üstü yaşlıların sayısı son beş yılda %22,5 artarak 2020 yılında neredeyse 8 milyona ulaşmıştır. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı da artmaktadır. Kadın doğurganlığı da düşmektedir. Türkiye'nin gelecek 25 yılda toplam nüfusunun %30 artarken, 65 yaş üstü nüfusunun %120 artması öngörülmektedir. Bu durum, Türkiye'nin yaşlılık ve yaşlanma konusunda önemli politikalar geliştirmesi gerektiğini göstermektedir.(AI)