Şok, vücuttaki hücrelerin ve organ sistemlerinin fonksiyonlarını etkileyen bir durumdur. Şok, yetersiz doku perfüzyonu sonucu ortaya çıkar ve dokulara yeterli kan akımı, kardiyak pompa, etkin çalışan dolaşım sistemi ve yeterli kan volümü gerektirir. Kardiyovasküler sistemin ana görevi, dokulara yeterli oksijen sağlamaktır. Oksijen taşınmasında kardiyak outputun rolü vardır ve kardiyak output, kalpten atılan kan miktarıdır. Kardiyak output, ventriküllerin dolma derecesi, miyokard kontraktilitesi ve ventrikülün kanı pompalamasına karşı oluşan direnç tarafından belirlenir. Arteriyel oksijen içeriği ise bireyin hemoglobin düzeyi ve oksijen satürasyonu tarafından etkilenir. Doku ve organ perfüzyonu ise ortalama arter basıncına bağlıdır. Şokun erken evrelerinde dokular, oksijen dağıtımındaki azalmayı kompanse etmek için daha fazla oksijen çeker. Ancak oksijen dağıtımı belirli bir noktanın altına düştüğünde bu kompansasyon yetersiz kalır ve hücreler anaerobik metabolizmayı kullanmaya başlar. Anaerobik metabolizma laktik ve pürik asit üretir, bu da metabolik asidoza yol açar. Laktik asit birikimi hücreler için zararlıdır. Şok durumunda hücre fonksiyonları azalır ve hücre membranı daha geçirgen hale gelir.(AI)
Atıf Sayısı :