Bu bölümde, ağrının karmaşık bir deneyim olduğu ve fiziksel, duygusal, davranışsal ve sosyokültürel faktörlerin etkileşimiyle şekillendiği belirtilmektedir. Ağrı, birçok hastalığın ana bileşeni olup poliklinik başvurularında sıkça karşılaşılan bir semptomdur. Araştırmalar, toplumun %15-50'sinin yaşamlarının herhangi bir döneminde ağrı deneyimlediğini göstermektedir. Ağrı, nosiseptörler adı verilen periferik ağrı reseptörleri tarafından tespit edilen uyaranlarla başlar ve beyne iletilen nosiseptif sinyallerin ağrı olarak algılanmasıyla devam eder. Bu bölümde, genetik temelleri bilinen ailesel ağrı sendromları ve kronik ağrı durumları, temporomandibular eklem hastalıklarının genetik temeli ve epigenetik değişikliklerin ağrıdaki rolü ele alınmaktadır. Ağrı algısının bireyler arasında farklılık gösterdiği ve cinsiyet, ırk ve etnik kökenle ilişkili olduğu belirtilmektedir. Genomdaki varyasyonlar, bireyler arasındaki farklılıkların temelini oluşturur ve tek nükleotid değişiklikleri en yaygın olanlardır. Proteinler, genler tarafından kodlanır ve dokuların özgü hücresel işlevlerini yerine getirir. Gen ifadesi, protein seviyelerinin metabolizmanın ihtiyacına göre değişmesiyle kontrol edilir. Bu bölümde, gen ifadesindeki değişikliklerin ağrıda rol oynayabileceği vurgulanmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :
