Non-ldl Kolesterol Ve Trigliserid Anormalliklerinin Kardiyovasküler Hastalıklardaki Rolü

Yayın Yılı: 2020
Sayfa Sayısı: 283-286
Kitap Dili : Türkçe

Anahtar Kelimeler


Aterosklerotik kardiyovasküler hastalık, dünya genelinde ölümün önde gelen nedenlerinden biridir ve hiperlipidemi bu hastalığın temelinde yer alan bir faktördür. LDL kolesterol, aterosklerotik plakların oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, primer veya sekonder korumada tedavi hedefi LDL kolesterol seviyesinin düşürülmesidir. Ancak, LDL kolesterol düzeyi hedeflenen seviyelerde tutulmasına rağmen bazı hastalar tekrarlayan kardiyovasküler olaylar yaşayabilmektedir. Bu durumun hipertrigliseridemi, kalıntı kolesterol kan düzeyi yüksekliği ve HDL seviyesinin düşüklüğü ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.Hipertrigliseridemi, trigliserid seviyesinin belirli bir düzeyin üzerinde olması durumudur. Avrupa Kardiyoloji Derneği ve Amerikan Kardiyoloji Koleji'nin rehberlerine göre, hipertrigliseridemi tanısı için belirli trigliserid değerleri belirlenmiştir. Yüksek kardiyovasküler riskli bireylerde trigliserid seviyesi 200 mg/dL'nin üzerinde ise ilaç tedavisi önerilmektedir. Bu tedaviye rağmen trigliserid düzeyi hala 135-499 mg/dL aralığında ise n-3 poliansature yağ asidi eklenmesi önerilmektedir. Ayrıca, yüksek riskli hasta grubunda trigliserid seviyesi 200 mg/dL'nin üzerinde ise fenofibrat veya bezofibratın statin ile kombinasyonu önerilmektedir. Primer korumada ise LDL düzeyi hedef değerde olup trigliserid seviyesi 200 mg/dL'nin üzerinde olan bireylerde statin tedavisine fibrat eklenmesi önerilmektedir.Hipertrigliseridemi, aterosklerozun gelişimine ve ilerlemesine katkıda bulunmaktadır. Trigliseridden zengin lipoprotein kalıntıları, arteriyel duvarı geçememekte ve arteriyel makrofajlar tarafından alınmaktadır. Bu durum, aterosklerotik plak oluşumunu hızlandırmaktadır. Ayrıca, hipertrigliseridemi endotel disfonksiyonuna, inflamatuar sürecin artmasına ve koagülasyon faktörlerinin aktive olmasına neden olmaktadır.Düşük HDL kolesterol seviyesi de ateroskleroz ile ilişkilidir. HDL kolesterol, kolesterol taşımacılığını ters yönde yapmakta, lipoprotein oksidasyonuna karşı koruma sağlamakta ve anti-inflamatuar yanıtı dengelemektedir. Düşük HDL kolesterol seviyesi, artmış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkilendirilmektedir.Sonuç olarak, non-LDL kolesterol ve trigliserid anormallikleri, kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde ve ilerlemesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, bu anormalliklerin tanı ve tedavisi önemlidir ve uygun tedavi ile kardiyovasküler hastalık riski azaltılabilir.(AI)

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :