Koroner arter hastalığı (KAH), Türkiye'de ve dünyada en önemli ölüm ve hastalık nedenlerinden biridir. KAH, ateroskleroz adı verilen bir durumdan kaynaklanır ve bu durumda birçok faktör rol oynar. Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterolün KAH gelişiminde önemli bir etken olduğu ve lipit düşürücü tedavilerin kardiyovasküler olayları azalttığı gösterilmiştir. Ancak, LDL kolesterol seviyeleri düşürülse bile KAH riski hala yüksek olabilir. Bu nedenle, ateroskleroz gelişiminde rol oynayan inflamasyon ve bağışıklık sistemi, yeni tedavi yaklaşımlarında önemli bir yer tutmaktadır.KAH'da inflamasyon hastalığın başlangıcından, ilerlemesine, plak rüptürüne ve tromboza kadar rol oynar. Risk faktörlerinin etkisiyle endotel disfonksiyonu meydana gelir ve arter duvarında LDL kolesterol birikir. Bu biriken LDL kolesterol oksitlenerek okside LDL'ye dönüşür. Monositler, okside LDL'yi fagosite eder ve köpük hücreleri oluşur. Düz kas hücreleri ve köpük hücreleri, aterosklerotik plakların oluşumuna katkıda bulunur. İnflamasyon, plaklarda kolajen yapısını zayıflatır ve plakların rüptürüne veya erozyonuna neden olabilir.Yüksek hassasiyetli C reaktif protein (hsCRP), KAH riski ile ilişkilidir. Statin tedavisinden sonra düşük hsCRP seviyesine sahip hastaların, LDL kolesterol seviyelerine bakılmaksızın daha iyi klinik sonuçlara sahip olduğu gösterilmiştir.İnflamasyonun aterosklerozdaki önemi göz önüne alındığında, tedavi stratejileri inflamasyonu bastırmaya yönelik olarak değişmiştir. Egzersiz ve diyet gibi yaşam tarzı değişiklikleri, inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, anti-inflamatuvar ilaçlar ve immünoterapi gibi tedaviler de kullanılmaktadır.Sonuç olarak, KAH'da inflamasyonun önemi giderek daha fazla anlaşılmaktadır ve inflamasyonu hedef alan tedavi stratejileri geliştirilmektedir. Bu tedaviler, KAH riskini azaltmada ve klinik sonuçları iyileştirmede potansiyel olarak etkili olabilir.(AI)