Şok, doku oksijen alımı ve tüketimi arasında dengesizlik oluşturan acil bir durumdur. Bu durumda, doku oksijenizasyonu yetersiz hale gelir ve hücrelerin metabolik ihtiyaçları karşılanamaz. Şok, başlangıçta geri dönüşümlü olabilir ancak zamanla çoklu organ yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. Şokun belirtileri arasında kan basıncında düşüklük, bilinç bozukluğu, hızlı kalp atışı, uzamış kapiller dolum süresi ve hızlı solunum sayılabilir.Hipovolemik şok, azalmış kan hacmi nedeniyle meydana gelir ve en sık görülen şok tipidir. Travma, gastrointestinal kanamalar, kusma, ishal gibi durumlar hipovolemik şoka neden olabilir. Bu şok tipinde, kompansatuar mekanizmalar devreye girer ve kalp hızı, kan basıncı ve vazokonstriksiyon artar. Ancak, uzun sürede meydana gelen volüm kaybı, kısa sürede meydana gelen kayba göre daha iyi tolere edilebilir. Hastanın önceki durumu ve yaşı da şokun ciddiyetini etkileyen faktörlerdir.Kompansasyon mekanizmalarının başarısız olduğu durumlarda, anaerobik solunum başlar ve laktik asit birikir. Bu durumda asidoz gelişir ve inflamatuar cevap başlatılır. Şokun ilerlemesiyle birlikte çoklu organ yetmezliği ve ölüm riski artar.Şokun erken tanınması ve uygun müdahalelerin yapılması hayati önem taşır. Bu nedenle, şok belirtileri olan hastaların hızlı bir şekilde değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gerekmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :