Dirençli hipertansiyon, bir tanesinin diüretik olması şartıyla farklı kategorilerden üç farklı antihipertansif ajanın kullanılmasına rağmen kan basıncının hala kontrol edilememesi durumudur. Bu durumda dört veya daha fazla antihipertansif ilaç kullanılıyorsa dirençli hipertansiyon olarak değerlendirilir. Dirençli hipertansiyon vakalarında genellikle sistolik ve diyastolik kan basınçları birlikte yüksek seyreder. Kontrolsüz hipertansiyon ise tedaviye uyumsuzluk ve yetersiz antihipertansif tedavi nedeniyle ortaya çıkar, ancak bu durum dirençli hipertansiyon olarak kabul edilmez. Dirençli hipertansiyon tanısı konulabilmesi için bütün ilaçların en yüksek dozda kullanılıyor olması gerekmektedir. Dirençli hipertansiyon vakalarında risk faktörleri arasında ileri yaş, obezite, kadın cinsiyet, kronik böbrek yetmezliği, diyabetes mellitus, aşırı tuz kullanımı, sol ventrikül hipertrofisi, bazalde yüksek kan basıncı ve siyah ırk yer almaktadır. Tedavide diüretikler etkili olabilir çünkü hücre dışı volüm ekspansiyonu etyolojide önemli bir rol oynamaktadır. Dirençli hipertansiyon tanısı konmadan önce sekonder hipertansiyon nedenleri dışlanmalıdır. Diyabetes mellitus, kontrolsüz hipertansiyonun nedeni olabilir ve insülin direnci, sodyum retansiyonu ve damarsal değişiklikler dirençli hipertansiyon gelişimine katkıda bulunabilir. Obez hastalarda ise sodyum atılımındaki düzensizlik, RAA ve sempatik sinir sisteminin dirençli hipertansiyon gelişimine katkıda bulunabilir. Antihipertansif ilaçların yanı sıra diğer ilaçların da dirençli hipertansiyona neden olma olasılığı vardır. Özellikle NSAİ, diyet preparatları, dekonjestanlar ve meti gibi ilaçlar bu duruma yol açabilir.(AI)
Atıf Sayısı :