Hipertansiyon, kalp yetmezliği, felç, kronik böbrek hastalığı ve ölümlerin başlıca nedeni olan yaygın bir kronik hastalıktır. İdiyopatik hipertansiyon, kesin nedeni ve patofizyolojisi bilinmediğinde temel veya birincil olarak adlandırılır. Hipertansiyonun bilinen nedenleri ise tespit edilebilir ancak tüm vakaların yalnızca %5-10'unda görülür ve ikincil olarak adlandırılır. Esansiyel hipertansiyon, kan akışına karşı artmış periferik vasküler direnç ile karakterizedir. Hipertansiyonlu hastalarda endotel fonksiyonu bozulmuştur ve buna bağlı olarak vasküler tonus artar. Bu durum, düşük dereceli inflamasyonun hipertansiyonun patofizyolojisine, aterosklerozun başlamasına ve ilerlemesine ve kardiyovasküler hastalıkların gelişimine katkıda bulunduğunu göstermektedir. Bağışıklık sistemi, inflamasyon ve hipertansiyon birbiriyle ilişkilidir. Doğuştan gelen ve kazanılmış bağışıklık sistemi, kan basıncını yükseltebilir ve inflamatuar bir süreci tetikleyebilir. Kronik inflamasyon süreci, oksidatif stres ve endotel disfonksiyonuna neden olur. Bağışıklık sisteminin doğuştan gelen bileşeni, patojenlere karşı ilk savunma hattını oluşturur ve kalıp tanıma reseptörleri gibi mekanizmaları içerir. Bu bilgiler, hipertansiyonun immünite ve inflamasyonla ilişkisini anlamamıza yardımcı olmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :