Bu bölümde, anemi ve kardiyak hastalıklar arasındaki ilişki incelenmektedir. Hematopoetik ve kardiyovasküler sistemlerin embriyolojik, anatomik ve patofizyolojik açılardan birbirleriyle ilişkili olduğu belirtilmektedir. Hematopoetik kök hücrelerinin kalp krizi geçirmiş kişilerde iskemik miyokardın yeniden kanlanmasını sağlaması ve kalp fonksiyonlarını iyileştirmesinin bu ilişkinin kanıtı olduğu belirtilmektedir.Aneminin, vücutta oksijen taşıyan hücreler olan eritrositlerin düşük seviyelerde olması durumu olduğu ifade edilmektedir. Aneminin mikrositer, normositer ve makrositer olmak üzere üç farklı sınıflandırması bulunduğu belirtilmektedir. Mikrositer anemilerin en sık görülen tiplerinin demir eksikliği anemisi, talasemi ve kronik hastalık anemisi olduğu ifade edilmektedir. Normositer anemilerde ise besin eksikliği, böbrek yetmezliği ve hemolize bağlı anemilerin sık görüldüğü belirtilmektedir. Makrositer anemilerin ise ilaçlara, aşırı alkol tüketimine, vitamin eksikliklerine veya kemik iliği patolojilerine bağlı olarak ortaya çıkabileceği ifade edilmektedir.Aneminin bazı kalp hastalıklarında etiyolojik bir neden olabileceği, bazı durumlarda ise kalp rahatsızlığı sonucu ortaya çıkabileceği belirtilmektedir. Aneminin Hb düzeyinin 7 g/dL'nin altında olduğu durumlarda kompansatuar mekanizmaların devreye girmesiyle yüksek debili, hiperkinetik kalp yetmezliğine sebep olabileceği ifade edilmektedir. Ayrıca, akut anemi durumunda ani ve büyük miktarda kan kaybıyla hipovolemik şok gelişebileceği belirtilmektedir. Metalik bir protez kapak ise eritrositlerde parçalanmaya bağlı olarak anemiye yol açabileceği ifade edilmektedir.(AI)