Hiperlipidemi, tedavi edilebilir risk faktörlerinin başında gelen bir hastalıktır ve aterosklerotik kalp hastalığı gelişiminde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, hiperlipidemi üzerinde durulması ve bireyselleştirilmiş bir programla önlenmesi gereken bir sağlık sorunudur. Hiperlipidemi, plazma lipoprotein düzeylerinin normal aralıkların üzerine çıkması veya lipoproteinlerin işlevsel bozukluğunu ifade eder. Türkiye'de yapılan çalışmalara göre, erişkin nüfusun yaklaşık üçte birinde hiperkolesterolemi, yarısından fazlasında HDL-kolesterol düşüklüğü ve üçte birinde trigliserit yüksekliği mevcuttur. Amerika Birleşik Devletleri'nde ise hiperlipidemi sıklığı, farklı etnik gruplar arasında farklılık göstermektedir. Hiperlipidemileri sınıflandırırken, primer ve sekonder lipit bozuklukları ayrımı yapmak önemlidir. Primer lipit bozuklukları genetik nedenlerle ortaya çıkarken, sekonder lipit bozuklukları altta yatan başka nedenlere bağlı olarak gelişir. Sekonder lipit bozukluklarına en sık neden olan durumlar arasında aşırı alkol alımı ve kontrolsüz diabetes mellitus bulunmaktadır. Diabetes mellituslu hastalarda insülin direnci ile ilişkili hiperlipidemi yaygındır. İnsülin direnci, hipertrigliseridemi, yüksek LDL ve düşük HDL kolesterol konsantrasyonları ile ilişkilidir.(AI)