COVID-19 pandemisi sürecinde işitme kaybı olan çocukların günlük rutinleri ve aileleri üzerinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Evden çıkma yasağı, sosyal izolasyon, hijyen kurallarına uyma ve maske takma gibi konularda daha belirgin olan bu değişikliklerle birlikte, ebeveynlerin bir süre iş hayatından ara verip daha fazla evde vakit geçirmesi, çocukların akademik, fiziksel ve sosyal sorunları, eğitim hayatlarında yaşadıkları kesintiler ve COVID-19 kaynaklı kaygı, panik ve endişelerin artmasıyla birlikte aile üyelerinin birbirleriyle ilişkilerinde yaşadıkları sorunlar da artmıştır. Konuyla ilgili telefon, e-posta ve çevrimiçi olarak yapılan aile üyeleriyle yapılan görüşmelerde, aile üyelerinin yoğun stres, korku ve kaygı altında oldukları gözlenmiştir. Bunun nedenlerine bakıldığında, hastalığı yakalama riski, bu dönemin ne zaman biteceğine dair belirsizlikler, ev ortamında yaşanan fiziksel, sosyal ve ekonomik zorluklar ve çocuklarının tedavi ve eğitim süreçlerindeki aksaklıkların en büyük stres faktörleri olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde, pandemi sürecinde yapılan ilgili bilimsel çalışmalarda, çocuk ve ailenin yaşadığı en büyük sorunların korku, kaygı, endişe ve sosyal sorunlar gibi duygular olduğu vurgulanmaktadır. COVID-19 pandemisi dünya genelinde önemli etkilere sahiptir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 30 Ocak'ta COVID-19 salgınını uluslararası düzeyde bir halk sağlığı acil durumu olarak tanımlamış ve 11 Mart'ta 113 ülkede COVID-19 vakalarının görülmesi, yayılması ve ciddiyeti nedeniyle küresel bir pandemi olarak tanımlamıştır. COVID-19, soğuk algınlığı gibi hafif enfeksiyonlardan Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha ciddi enfeksiyonlara kadar çeşitli enfeksiyonlara neden olabilen büyük bir virüs ailesi olan koronavirüsler (CoV) tarafından oluşturulan bir hastalıktır. 31 Aralık 2019'da, Çin'in Wuhan kentinde bilinmeyen etiyolojili pnömoni vakaları bildirilmiş ve 7 Ocak 2020'de ajan, daha önce insanlarda tanımlanmamış yeni bir koronavirüs (2019-nCoV) olarak tanımlanmıştır. Sonraki dönemde, 2019-nCoV hastalığı adı COVID-19 olarak kabul edilmiş ve virüs, SARS CoV'ye benzerliği nedeniyle SARS-CoV-2 olarak adlandırılmıştır. COVID-19 pandemisi sürecinde, işitme kaybı olan bebekler ve çocuklar için Erken Tanı ve Erken Müdahale hizmetleri hayati ve gereklidir. Müdahale hizmetlerinde bir ila iki aylık bir gecikme bile özellikle sözel dil becerileri olmak üzere tüm gelişim alanlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, işitme kaybı olan çocukların otojenik (koklear implant gibi cerrahi müdahaleler), odiyolojik (işitme taramaları, odiyolojik testler, işitme cihazı uygulamaları vb.) ve özel eğitim uygulamalarını (işitsel-sözel terapi vb.) sürdürmeleri son derece önemlidir. COVID-19 pandemisi döneminde Amerika Birleşik Devletleri'nin çeşitli eyaletlerinde teslim merkezleri Yenidoğan İşitme Tarama hizmetlerini durdururken, bazı merkezler doğum yapan annelere perinatal bakım sağlayan hemşireler aracılığıyla ABR (İşitsel Beyin Sapı Yanıtı) ve OAE (Otoakustik Emisyon) testlerini gerçekleştirdi. Bazı doğum merkezlerinin tarama hizmetleri yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir. Benzer şekilde, bazı aileler COVID-19 riski nedeniyle tarama randevularına katılmamış ve/veya randevularını iptal etmiştir. Amerika'nın en önemli çocuk hastanelerinden biri olan Seattle Çocuk Hastanesi'nde, pandemi döneminde işitsel tanı hizmetlerinde, yenidoğan işitme taramasında bilateral işitme kaybı şüphesiyle yönlendirilen bebeklerde ve ani işitme kaybı geliştiren daha büyük çocuklarda (işitme cihazı veya koklear implant kullanmayan, ses erişimi olmayan) ABR uygulamalarına öncelik verildi ve audiogramı 6 ayı aşan hastaların yeni cihaz kurulumu ve programlama işlemleri ve işitme testi kontrolleri devam etti. Bununla birlikte, pandemi sürecinde işitme kaybı olan çocukların tedavi ve eğitim süreçlerindeki aksaklıkların en aza indirilmesi için çevrimi(AI)
Atıf Sayısı :