Erişkin konjenital kalp hastalıkları, doğuştan gelen kalp hastalıklarıdır ve tanı ve tedavi sürecinde önemli bir rol oynarlar. Bu hastalıkların prevalansı coğrafi bölgelere ve defekt tiplerine bağlı olarak değişmekle birlikte, genel olarak 8.14/1000 olarak belirtilmektedir. En sık görülen konjenital kalp hastalıkları arasında membranöz ventriküler septal defekt, müsküler ventriküler septal defekt ve atriyal septal defekt yer alırken, en sık görülen siyanotik konjenital kalp hastalığı ise Fallot tetralojisidir. Tanı ve tedavi sürecinde birçok görüntüleme yöntemi kullanılabilirken, tanısal kalp kateterizasyonu hem tanıda hem de tedavide önemli bir rol oynamaktadır. Bu yöntem, kalp boşluklarındaki ve damar içindeki basıncın ölçümünde altın standart olarak kabul edilir. Ayrıca, valvüler patolojilerde gradyent ölçümü için de güvenilir hemodinamik veriler sunar. Kateterizasyon ayrıca, cerrahi veya girişimsel bir tedavi öncesinde koroner anatominin görüntülenmesine ve eşlik edebilecek koroner anomalilerin tespit edilmesine olanak sağlar. Pulmoner arter basıncı ve pulmoner vasküler rezistans değerlendirmesinde de altın standart yöntem olarak kullanılır. Tanısal kateterizasyonun diğer avantajları arasında intrakoroner plak morfolojisi ve anomalilerin değerlendirilmesi, fraksiyonel akım rezervi ölçümü ve intrakoroner lezyonun hemodinamik olarak anlamlı darlığa yol açıp açmadığının değerlendirilmesi yer alır. Tanısal kateterizasyon öncesi hastanın cerrahi öyküsü ve kullanılan cihazlar hakkında bilgi edinilmesi önemlidir.(AI)