Mesane kanseri, dünya genelinde en sık görülen kanserlerden biridir ve özellikle yaşla birlikte insidansı artmaktadır. Mesane kanserinin tanısı konulduğunda, birçok vakada kas invazyonu ve lenf nodu tutulumu gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir. Bu nedenle, kas invaze mesane kanserlerinin tedavisinde altın standart olarak kabul edilen yöntem açık radikal sistektomidir. Ancak, bu yöntemde yüksek komorbidite oranları nedeniyle minimal invaziv cerrahi teknikleri tercih edilmeye başlanmıştır. Laparoskopik cerrahi, minimal invaziv bir yöntem olduğu için daha iyi kozmetik sonuçlar, daha az kan kaybı, daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha iyi bir yaşam kalitesi gibi avantajlara sahiptir. Ancak, laparoskopik cerrahinin öğrenme eğrisinin uzun olması dezavantaj olarak kabul edilmektedir. Laparoskopik sistektomi, ilk olarak 1992 yılında benign bir hastalıkta denenmiş ve sonrasında gelişerek yaygınlaşmıştır. Laparoskopik sistektomi endikasyonları, açık radikal sistektomi ile benzerdir ancak laparoskopiye kontrendike olan durumlarda uygulanmaz. Laparoskopik sistektomi, özellikle yüksek grade'li ve invaziv tümörlerde, tedaviye dirençli tümörlerde ve yaygın rezeke edilemeyen kanamalı tümörlerde tercih edilen bir yöntemdir.(AI)