Prostat kanseri veya iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle yapılan cerrahi sonrası ortaya çıkan post-prostatektomi inkontinans, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir komplikasyondur. Bu durum, erişkin erkeklerde en yaygın idrar kaçırma nedeni olan stres üriner inkontinansın bir alt tipidir. Post-prostatektomi inkontinansın sıklığı %5 ile %48 arasında değişmekle birlikte, ürodinamik testlerle yapılan değerlendirmelerde hastaların %95'inde görülmüştür. Aşırı aktif mesane, özellikle radikal prostatektomi sonrası ilk yıl içinde detrusör kasının aşırı aktivitesi ve mesane uyumunun bozulması sonucu ortaya çıkar. Ancak, postoperatif bir yılın sonunda üriner sistem disfonksiyonlarının çoğu gerileme eğilimi gösterir. Post-prostatektomi inkontinansın patofizyolojisi, cerrahi sonrası her iki sfinkter yapısının da zarar görmesiyle ortaya çıkar. İç sfinkter düz kaslardan, dış sfinkter ise çizgili kaslardan oluşur. İnkontinansın oluşumunda sfinkter hasarı, fonksiyonel üretral uzunluk, mesane disfonksiyonu ve cerrahi tekniğin rolü vardır. Prostat apeksinin dikkatli diseksiyonu ve sinirlerin korunması, inkontinans riskini azaltabilir. Post-prostatektomi inkontinansın nedenleri arasında çizgili sfinkterin az gelişmiş olması, sfinkter yapısındaki farklılıklar ve iatrojenik girişimler bulunur. Cerrahi öncesi infravezikal obstrüksiyonun azalması ve nörovasküler demet hasarının oluşması da inkontinansı etkileyebilir. Prostat cerrahisi sonrasında proksimal sfinkter mekanizmasının kaybolması, kontinansın distal üretral sfinktere bağımlı hale gelmesine neden olur. TUR sonrası urge tip inkontinans, stres tipinden daha sık görülür. Sfinkter hasarı, TUR sonrası %3 ile %47 arasında değişir.(AI)
Atıf Sayısı :