Transplantasyon Sonrası Diabetes Mellitusa Yaklaşım Ve Yönetim
Anahtar Kelimeler
Son dönem organ yetmezliği olan hastalar için solid organ nakli, cerrahi tekniklerin gelişmesi ve immunsupresif ilaçların kullanımıyla başarılı bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. Ancak, organ nakli sonrası kardiyovasküler hastalık ve erken ölüm riski hala büyük bir sorundur. Bu hastaların yaşam beklentisi arttıkça metabolik hastalık insidansı da artmaktadır. Organ nakli sonrası ortaya çıkan diyabet (PTDM), azalmış graft fonksiyonu, graft kaybı ve hasta sağkalımı için önemli bir risk faktörüdür ve artmış kardiyovasküler morbidite ve mortalite ile ilişkilidir. PTDM insidansı farklı çalışmalarda %2-53 arasında bildirilmektedir. Kalp nakli sonrası 1. yılda diyabet prevalansı %23 iken 5. yılda %37'ye çıkmaktadır. Böbrek nakli sonrası PTDM insidansı zamanla azalırken, kalp nakli sonrası PTDM prevalansı artmaktadır. Hiperglisemi karaciğer naklinin yaygın bir komplikasyonudur ve nakil sonrası dönemde hastaların %70'inde görülmektedir. Akciğer nakli sonrası PTDM için %25-40 prevalans bildirilmektedir. PTDM, daha önceleri NODAT olarak adlandırılmış ancak tanımlama, nakil öncesi tanı konmamış diyabet varlığının saptanması üzerine değiştirilmiştir. PTDM olan hastalarda kardiyovasküler hastalık riski yaklaşık 3 kat artmıştır. PTDM gelişen hastalarda kardiyak olay insidans oranları nakil öncesi diyabeti olan hastalardaki oranlara benzerdir. Böbrek nakli hastalarında PTDM, erken kardiyovasküler hastalık ve ölüm ile ilişkilidir.(AI)
Atıf Sayısı :