Bu bölümde, Cushing sendromuna bağlı hipertansiyonun tanısı, mekanizması, tedavisi ve takibi hakkında bilgi verilmektedir. Sistemik arteriyal hipertansiyon, kan basıncının 140/90 mmHg ve üzerinde ölçülmesi olarak tanımlanır. Hipertansiyon, önlenebilir ve kontrol edilebilir bir hastalık olmasına rağmen, mortalite ve morbiditeye neden olan önemli bir sağlık sorunudur. Hipertansiyonun primer nedeni olabileceği gibi sekonder nedenlerle de ortaya çıkabilir. Sekonder hipertansiyon, hipertansif hastaların yaklaşık %10'unu oluşturur. Bu bölümde, glikokortikoid fazlalığına bağlı olarak ortaya çıkan Cushing sendromunun yol açtığı hipertansiyonun tanısı, mekanizması, tedavisi ve takibi üzerinde durulmaktadır. Hipertansiyon, dünya genelinde ve ülkemizde yaygın olarak görülen ve ciddi komplikasyonlara neden olan bir sağlık sorunudur. Erişkin popülasyonda hipertansiyon prevalansı %35-46 arasında değişmektedir. Hipertansiyonun çevresel etkenler ve genetik özelliklerin etkileşimiyle ortaya çıktığı bilinmektedir. Yüksek sodyumlu diyet ve yetersiz fiziksel aktivite hipertansiyonun en önemli nedenleridir. Hipertansiyon vakalarının %90-95'i primer hipertansiyon olarak tanımlanırken, %5-10'u sekonder nedenlerle ilişkilidir. Sekonder nedenler arasında renal, endokrinolojik, nörolojik nedenler, ilaçlar, gebeliğe bağlı hipertansiyon ve aort koarktasyonu yer almaktadır.(AI)