Ateroskleroz, büyük elastik arterler ile büyük ve orta çaplı musküler arterlerin iç tabakasını etkileyen, damar sertleşmesine yol açan bir hastalıktır. Bu hastalık, kronik, ilerleyici, enflamatuar ve multifaktöriyel bir süreçtir ve miyokard infarktüsü ve inme gibi ölümcül kardiyovasküler hastalıklara neden olabilir. Ateroskleroz, dünya genelinde ve ülkemizde en sık ölüm nedeni olarak kabul edilmektedir.Hipertansiyon ise sistolik kan basıncının 140 mmHg ve üzeri veya diyastolik kan basıncının 90 mmHg ve üzeri olması durumunda tanımlanan bir durumdur. Hipertansiyon, endotel hücrelerinde bozulmaya ve hedef organ hasarına neden olurken, aterosklerozun hızlanmasına da katkıda bulunur. Bu durum, periferik vasküler direncin artmasına ve hipertansiyonun şiddetlenmesine yol açar.Ateroskleroz, büyük ve orta boy arterlerin iç tabakasında aterojenik lipid birikimi ile seyreden bir hastalıktır. Kronik enflamasyon süreci her aşamada rol oynar ve aterosklerozla ilişkili risk faktörleri de bu süreci hızlandırır. Endotel hücreleri, intimal düz kas hücreleri ve lökositlerin ateroskleroz gelişiminde önemli bir rolü vardır. Aterosklerozun ilerlemesiyle birlikte pıhtı oluşumu ve akut koroner sendrom gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir.Ateroskleroz risk faktörleri değiştirilemez ve değiştirilebilir olarak sınıflandırılabilir. Değiştirilemez risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, aile öyküsü ve etnik grup bulunurken, değiştirilebilir risk faktörleri arasında sigara kullanımı, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, obezite ve sedanter yaşam tarzı yer alır. Diğer risk faktörleri ise alkol kullanımı, lipoprotein (a), fibrinojen, homosistein ve enfeksiyonlardır.Sonuç olarak, ateroskleroz ve hipertansiyon birbirini etkileyen ve bir kısır döngü oluşturan hastalıklardır. Bu nedenle, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir.(AI)