Bu bölümde, çocuk ve ergenlerde kilo kaybının psikiyatrik kökenlerine yaklaşım ele alınmaktadır. Son yıllarda sosyal medya ve güzellik algısının değişmesiyle birlikte, kilo kaybetme çabaları ve olumlu geri bildirimler artmıştır. Ancak kilo kaybının bazen malignite veya kronik hastalıkların belirtisi olabileceği unutulmamalıdır. Özellikle hızlı ve istemsiz kilo kaybı kişi ve çevresinde endişe yaratabilir. Kilo kaybı yaşayan bir bireyde ilk olarak kilo kaybının isteğe bağlı mı yoksa istem dışı mı olduğu belirlenmelidir. İsteğe bağlı kilo kaybı durumunda, önceki vücut ağırlığına oranına dikkat edilmelidir. İstemli kilo kayıplarında altta yatan başka bir hastalığın olmadığından emin olunmalıdır. Kilo kaybı iki farklı şekilde ortaya çıkabilir: günlük yeterli kalori alımına rağmen kilo kaybı veya günlük kalori miktarının azalmasıyla yaşanan kilo kaybı. Her iki durumda da altta yatan organik nedenlerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Organik nedenler saptanamadığında, kilo kaybının birçok psikiyatrik bozuklukla ilişkili olabileceği unutulmamalı ve gerekli psikiyatrik incelemeler yapılmalıdır. İştahın nörobiyolojik temeli hipotalamus ve ödül yolağı tarafından oluşturulan devrelerle ilişkilidir. İştah düzenlemesinden sorumlu beyin bölgeleri, duygusal stres düzenlemesinde de önemli bir rol oynar. Kronik stres durumunda artan glukokortikoid salınımı, hipokampal atrofiye neden olarak psikiyatrik bozukluklara yatkınlığı artırır. Bu nedenle, iştah değişiklikleri çoğu zaman psikiyatrik bozukluklarla ilişkilidir. Özellikle major depresif bozukluk gibi psikiyatrik bozukluklarda iştah değişiklikleri sık görülür.(AI)