Bu makalede, karaciğer hastalıklarının bitkisel tedavi yöntemleriyle ele alınması ve özellikle deve dikeni-silimarin bitkisinin kullanımı üzerinde durulmaktadır. Sindirim sistemi hastalıklarının tüm iç organ hastalıklarının %10-15'ini oluşturduğu belirtilmektedir. Karaciğer hastalıkları ise sindirim sistemi patolojilerinde en yüksek orana sahiptir. Dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insanın hepatobiliyer sistem hastalıklarından etkilendiği ifade edilmektedir.Karaciğer, birçok fizyolojik süreçle bağlantılıdır ve safra sentezi, albumin, protrombin ve immün yanıt elemanlarının üretimi gibi önemli fonksiyonları vardır. Geleneksel tıp yöntemlerinin yan etki ve maliyet açısından etkin olmaması nedeniyle son zamanlarda alternatif veya tamamlayıcı tıp uygulamalarına ilginin arttığı belirtilmektedir. Bitkisel tedavi ürünlerinin kullanımının özellikle Avrupa ve Amerika'da yaygın olduğu ve hastaların %65'inin bitkisel tedavi ürünleri kullandığı ifade edilmektedir.Bitkilerin tedavi amaçlı kullanımının tarihçesi ve dünya genelindeki yaygınlığına değinilmektedir. Konvansiyonel tedavi yöntemlerinin kanıta dayalı olarak standardize edildiği ancak geleneksel tedavi yöntemlerinde bitkilerin etkinliklerinin kanıt düzeyinde yetersiz olduğu belirtilmektedir.Son yıllarda bitkilerin tedavi ve hastalıklardan korunmada kullanımının arttığı ve bazı çalışmalarda umut verici bulgular elde edildiği ifade edilmektedir. Özellikle silimarinin anti fibrotik etkisi, meyan kökünün anti viral etkisi, yeşil çayın viral hepatit C üzerine etkisi ve zerdeçalın koleretik ve anti inflamatuar etkisi üzerine yoğun çalışmalar yapıldığı belirtilmektedir.Makalede, karaciğer hastalıklarının bitkisel tedavi yöntemleriyle ele alınması ve özellikle deve dikeni-silimarin bitkisinin kullanımı üzerinde durulmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :