Transoral yaklaşım, kraniyoservikal bileşke (KSB) patolojilerinin cerrahi tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu yaklaşım, KSB'nin posteriyor yaklaşımlar ile ulaşılması zor olan patolojilerinde veya posteriyor yaklaşımlar kullanılarak redüksiyonun sağlanamayacağı durumlarda tercih edilir. Transoral yaklaşım ile klivusun alt 1/3'üne, foramen magnuma ve C1-3 vertebralarının anteriyoruna erişilebilir. Maksillotomi yapılarak bu yaklaşım genişletilebilir ve klivusun süperioru ile pituiter fossaya ulaşılabilir. Inferior ekspojuru sağlayabilmek ve C4'e kadar ulaşabilmek için mandibulotomili ve glossotomili prosedürler uygulanabilir. Transoral yaklaşım, nöroşirurjikal bir girişim olup, kraniyoservikal bileşkedeki nöroanatomik yapılar ve patolojilerin cerrahi müdahalesini mümkün kılar. Bu yöntem, Kanavel tarafından 1917 yılında tanımlanmış olup, daha sonra birçok nöroşirurji uzmanı tarafından kullanılmıştır. Transoral yaklaşım, özellikle beyin sapı ve proksimal servikal spinal kordun ventralden basılandığı patolojilerde etkilidir. Romatoid artrit tedavisindeki gelişmeler nedeniyle transoral yaklaşımın popülaritesi azalmış olsa da, doğru endikasyonlarla kullanıldığında hala etkili bir cerrahi tekniktir.(AI)
Atıf Sayısı :