Tardigradlar, dünyanın en dayanıklı olağanüstü hayvanlarıdır ve uzayın ölümcül etkisini hayatta kalmayı başarmışlardır. Alman zoolog Johann August Ephraim Goeze tarafından 1773 yılında keşfedilmişlerdir. İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından 1776 yılında Tardigrada adı verilmiştir, bu da Latince iki kelime olan tardus = yavaş, gradi = yürümek anlamına gelir. Bu mikroskobik omurgasızların vücut boyutları 50 μm deniz, karasal veya tatlı suya kadar 1200 μm arasında değişir. Tardigrade vücudu kitinli bir kutikula ile kaplı vücut segmentlerine ayrılmıştır ve çoğunlukla dört çift bacaklıdır, farklı şekillerde veya tırnak sayılarında sonlanır. Özel solunum ve dolaşım sistemleri yoktur. Solunum, kutikula tarafından gerçekleştirilir ve ayrıca dolaşım ve solunumda rol oynayan depolama hücrelerini içeren bir vücut boşluğu bulunur. Tam işlevsel bir sindirim sistemi vardır. Atık maddeler farklı yollarla vücuttan uzaklaştırılabilir. Kas yapısı, hareket için dorsal-ventral radial lifler, transvers kaslar, stilus ve faringeal kaslar ve ovülasyon sağlayan bağırsak kaslarından oluşur. Sinir yapısı, üç eklemle alt faringeal gangliyona bağlı üç loblu dorsal beyinden oluşur. Birçok tür bitki materyali, yosunlar ve algler, bakteriler, bitki hücresi ile beslenirken, bazı türler yırtıcı olabilir. Nematod, rotiferlerle beslenebilirler. Bu şube iki sınıfa ayrılır: Eutardigrada (limno-terrestrial tardigradlar) ve Heterotardigrada (limno-terrestrial ve deniz tardigradları). Heterotardigrada, \"zırhlı hayvanlar\" anlamına gelen bir kutiküler dorsal plakaya sahiptir, ancak bu plakalar eutardigratlarda bulunmaz. Heterotardigrada \"diğer\" olarak adlandırılırken, Eutardigrada \"gerçek\" tardigradlar olarak adlandırılmıştır. Üçüncü sınıfa (Mesotardigrada) ait tek bir tür (Thermozodium esakii, Rahm 1937), Japonya'daki termal gölde bulunmuş, ancak bu tür depremden sonra kaybolmuştur. Analizler sonucunda tardigradların Arthropoda ve Onychophora'yı içeren Panarthropoda grubunun üyeleri olduğu ve Lobopodia ile kardeş gruplar olduğu ortaya çıkmıştır. Türlerin tanımlanmasında kullanılan morfolojik karakterlere ek olarak destekleyici moleküler veriler de bu sonucu doğrulamaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :