Potasyum dengesinin bozulması, vücutta potasyumun düzgün bir şekilde metabolize edilememesi sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Bu durum, nefroloji pratiğinde önemli bir yer tutar. Vücuttaki potasyumun büyük bir kısmı hücre içinde bulunur ve böbrekler potasyum dengesinde önemli bir rol oynar. Potasyum dengesindeki bozukluklar, asemptomatik durumlardan ölümcül klinik tablolara kadar çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. En ciddi tablolar ise kardiyak ileti sistemi ve nöromusküler ileti sorunlarıdır. Potasyumun hücre içi ve dışı arasındaki dağılımını etkileyen faktörler arasında serum glikoz düzeyi ve asit-baz dengesi bulunur. Potasyum, birçok hayati vücut fonksiyonu için önemlidir ve protein sentezi, glikojen sentezi, hücre büyümesi ve hücre bölünmesi gibi süreçleri düzenler. Potasyum dengesinin bozulması özellikle hastanede yatan hastalarda sık görülür. Hipopotasemi ve hiperpotasemi, potasyum alımı, atılımı ve hücre içi-dışı yer değiştirmedeki bozukluklar sonucunda ortaya çıkar. Hipopotasemi, plazma potasyum düzeyinin 3.5 mmol/L'nin altına düşmesi olarak tanımlanır. Hipopotasemi belirtileri, potasyum düşüşünün derecesine ve hızına bağlı olarak değişir. Kas güçsüzlüğü, rabdomiyoliz, kas krampları ve miyoglobinüri gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Hipopotasemi ayrıca böbrekte yapısal ve fonksiyonel değişikliklere neden olabilir. Potasyum eksikliği, ağızdan beslenemeyen bir insanda ortaya çıkabilir. Hipokalemi, hücre içine potasyum kayması veya total vücut potasyum eksikliği nedeniyle oluşabilir.(AI)
Atıf Sayısı :