Bu metinde, kalp-damar sistemi ve vücut geliştirme arasındaki ilişki üzerine Doç. Dr. Mehmet Kumartaşlı tarafından yapılan bir çalışmadan bahsedilmektedir. Fiziksel hareketsizlik ve obezite, özellikle abdominal obezite, koroner arter hastalığının risk faktörleri olarak bilinmektedir. Bu nedenle, yaşam tarzı müdahaleleri, vücut ağırlığını azaltmak ve fiziksel aktiviteyi arttırmak için önemli bir rol oynamaktadır. Egzersiz temelli kardiyak rehabilitasyon programları, hastaneye yatışları ve kardiyovasküler mortaliteyi azaltmaktadır. Avrupa'da yapılan bir çalışma, koroner arter hastalarının çoğunun aşırı kilolu veya obez olduğunu ve fiziksel aktivitelerinin yetersiz olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, etkili ve sürdürülebilir kardiyak rehabilitasyon stratejilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Egzersiz ve kilo verme müdahalelerinin dislipidemi ve düşük dereceli inflamasyonu azalttığı ve arteriyel duvardaki aterojenik lipoproteinlerin inflamatuar bir tepkiye neden olduğu belirtilmektedir. Bu makalede düşük dereceli inflamasyonun belirteçleri olan CRP, TNFa ve SUPAR kullanılarak açıklamalar yapılmaktadır. Kardiyak rehabilitasyon programlarının genellikle kısa süreli olduğu ve elde edilen etkilerin sürdürülmesinin zor olduğu belirtilmektedir. Sağlıklı bir popülasyonda egzersiz, kalori kısıtlaması veya kombine müdahalenin neden olduğu kilo kaybının uzun vadeli etkilerinin araştırılması gerektiği vurgulanmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :