Bu metinde, Türkçe'de terminoloji oluşumundaki sorunlar ve zorluklar ele alınmaktadır. Bilgi teknolojileri çağında, iletişim küreselleşme ve standartlaşma çabalarına rağmen daha karmaşık hale gelmektedir. Yeni bilgi ve teknolojinin hızla yayılma talebiyle birlikte, milyonlarca yeni terim terminoloji havuzuna girmektedir. Yakın dillerin uzmanları bile terminoloji oluşumunda yaşanan kaos karşısında iletişim sorunları yaşayabilirler. Uzak diller için ise terminolojik hatalar veya yanlış anlamalar, insanların hayatını etkileyen tehlikeler veya felaketlerle sonuçlanabilir. Örneğin, 2008'deki Fransa helikopter kazası örneğinde olduğu gibi, kılavuzların yanlış çevirileri helikopter kazalarına yol açabilir. Teknik alandaki terimlerin aktarımında yaşanan engellere rağmen, her gün milyonlarca terim ithal ediyoruz ve yanlış çevirileri önlemek için stratejiler geliştiriyoruz. Öte yandan, terminologlar ve uzmanlar terminoloji oluşumunda birlik için çaba sarf etmektedirler. Türkçe için terminolojik kaosun başlıca nedenleri şunlardır: İnternet veya yayınlar aracılığıyla her saniye dünya genelinde milyonlarca yeni terim akışı; Bununla birlikte, Türkçe gibi diğer diller de kendi eşdeğerlerine sahip olmayabilir çünkü yeni bir terim oluşturmak için bir kavram yoktur. Kültürel, dini ve mekansal mesafeler terminoloji oluşumunda engeller oluşturabilir. Örneğin, cinsel konuların tabu olarak kabul edildiği ülkelerde, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yabancı kısaltmaları kullanılır. Farklı dillerden gelen çok sayıda ödünç kelimenin neden olduğu yazım veya ses değişiklikleri terimlerin aktarımında sorunlar yaratabilir. Aynı terim, farklı dillerin fonetiğine göre telaffuz edilebilir. Örneğin, Yunanca \"keramos\" terimi Fransızca \"seramique\" teriminden Türkçeye aktarılmıştır. Buna göre, Fransızca fonolojiye göre Türkçeye \"seramik\" olarak çevrilir. Ancak bazı arkeologlar Yunanca terminolojiye göre telaffuz eder ve \"seramik\" yerine \"keramik\" terimini kullanır, bu da uzmanlar ve profesyoneller arasında terminolojik bir ikileme neden olur. Ödünç kelimeler, ilk ödünç alındıkları dilin fonolojisi göz önünde bulundurularak yerelleştirilir. 18. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar Fransızca Lingua Franca idi. Buna göre, terimleri yerelleştirirken Fransızca fonolojiye uyum sağlandı. Ancak zaman içinde İngilizce dünyanın Lingua Franca'sı haline geldi. Sonuç olarak, Türkçede Fransızca fonoloji yerine İngilizce fonoloji kullanılmaya başlandı, bu da Türkçede yazım ve ses değişikliklerine yol açtı. Örneğin, \"seramik\" yerine \"ceramic\" şeklinde Türkçeye aktarıldı.(AI)
Atıf Sayısı :