Bu bölümde, infertilite ile mücadele eden çiftlerin yaşadığı psikososyal ihtiyaçların göz ardı edildiği ve tedavi sürecinin çiftlerin yaşam kalitesi ve psikolojik refahını etkileyen bir alan olarak kaldığı vurgulanmaktadır. İnfertilite tedavisi, kadınlar için oldukça stresli bir süreç olup, infertil bir kadının ankisiyete ve depresyon düzeyinin kanser ya da kalp yetmezliği hastalarıyla kıyaslanabilir oranlarda olduğu belirtilmektedir. İnfertilite tanısı alan çiftlerin başa çıkma problemleri yaşadığı ve duygusal uyumun karmaşık olduğu ifade edilmektedir. Farkındalık temelli terapi yöntemlerinin kronik stresle baş etmede etkili olduğu ve infertiliteyle ilişkili korkuların ve davranışsal kaçınmanın ortadan kaldırılmasına yardımcı olduğu belirtilmektedir. Sanat terapinin ise standart bilişsel davranışçı ve farkındalık temelli uygulamalardan farklı tedavi yöntemlerini içerdiği ve danışanların duygularını ve düşüncelerini ifade etmelerine yardımcı olduğu ifade edilmektedir. Sanat terapinin infertiliteyle başa çıkmada kullanılabilecek bir yöntem olduğu vurgulanmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :
