Bu çalışma, dilin ölümünün insanlığın ne kaybettiğini incelemektedir. Dilin ölümü, insanlığın gerçeğe ulaşma yolunda en önemli veri kaynaklarından birini kaybetmesi anlamına gelir. Bu nedenle, dil çeşitliliği korunmalı ve dilin ölümü engellenmelidir. Dilin ölümü, birey-devlet ekseninde farklı olanın desteklenmesi ve uygun politik çözümlerin aranmasıyla engellenebilir. İnsanların çeşitlilik konusundaki günümüz tutumu, farklı olanı yok etme eğilimindedir. Bu eğilim, Homo sapiens'in diğer Homo türleriyle karşılaştığında onları yok etmek için zekasını kullandığı ve bu nedenle bugün de farklı olanı yok etme eğiliminde olduğumuzu göstermektedir. Bu \"yok etme\" eğilimi, avcı tarafından avlanma korkusuyla motive olabilir. Bugün bile insanlar, günlük yiyeceklerini temin edebilmek, yaşamlarını sürdürebilecekleri bir ev sahibi olmak, akan musluklar ve ödenmesi gereken faturalar gibi en büyük sorunlarla uğraşmaktadır. Bu sorunlarla başa çıkmak ve hem kendi türüne hem de gezegenin tüm ekosistemine \"yıkıcı\" bir tutum sergilemek, bahsedilen korkunun bir ürünü olmalı ve insan hala kendini güvende hissetmiyor gibi yorumlanabilir. Bu nedenle, insanların doğal olanı ve doğru olanı hala ayırt edememesi, vahşi hayvanlar gibi aynı hayatta kalma stratejisini izlemesi normal görünmektedir. Bugün bile daha gelişmiş teknolojilere ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olsak da, bu teknolojilerin ve iyi koşulların arkasındaki şey hala ilkel korkularımız ve güvensizlik duygumuzdur. Bu nedenle, adil bir paylaşımla dünyanın tüm insanlık için yeterli olduğunu düşünmek yerine, hala aynı hayatta kalma stratejisini izlemeye devam ediyoruz.(AI)
Atıf Sayısı :