Bu çalışma, üretim ve pazarlama perspektifinden endüstriyel devrimlere ve firmalar için değişen rekabet kriterlerine odaklanarak geleneksel ve modern üretim sistemlerini karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Üretim tarihi detaylı olarak incelenmiştir çünkü geleneksel ve modern üretim sistemlerinin temel özelliklerini belirlemek önemlidir. Üretim ve tüketim anlayışı 1. Sanayi Devrimine kadar temel ihtiyaçların karşılanması prensibine dayanmaktaydı. Ancak sanayi devrimiyle birlikte üretim kapasitesi arttı ve arz-talep arasında uyumsuzluklar ortaya çıktı. Bu durum, stok ve israf gibi sorunlara yol açan arz merkezli üretim anlayışının maliyetleri artırmasıyla sonuçlandı ve firmaları rekabette farklı araçlar kullanmaya yöneltti. Her yeni rekabet kriteri, mevcut üretim sistemlerinde değişiklik yapmayı gerektirdi ve bu nedenle üretim sistemleri yeni kriterlere uyum sağlamak için revize edildi. Emek yoğun üretimden teknoloji yoğun üretime geçiş, üretim-pazarlama ekosistemi bileşenlerinin yeniden tesisini gerektirdi. Müşteri artık üretim ve pazarlama faaliyetlerini yönlendiren bir kimliğe sahip oldu. Bu dönüşüm, müşteri kavramının yeniden tanımlanmasını ve insan kaynağının esnek işgücü olarak yeniden tasarlanmasını gerektirdi. Ayrıca, baskıcı yönetim anlayışından katılımcı bir yönetim anlayışına geçiş oldu. Bu değişimler, bilgisayar ve internetin iş süreçlerinde kullanılmaya başlandığı 1960'lardan sonra hız kazandı. Bu süreçte teknolojik ürün ve marka yaratma konusunda lider olan ülkelerin ihraççı konumda olduğu görüldü. Bu çalışmada, pazarlama ve üretim sistemlerini etkileyen unsurlar tarihsel olarak incelenmiştir.(AI)