Gastroenteropankreatik nöroendokrin tümörlerin (GEP-NET) en sık görülen metastazları karaciğerde ortaya çıkar. Bu metastazlar, tümör büyüdükçe semptomlara ve hastalığın seyrine önemli ölçüde etki edebilir. Küratif cerrahi rezeksiyon sadece hastaların küçük bir yüzdesinde mümkün olduğu için, alternatif tedavi yöntemleri ortaya çıkmıştır. Lokal ablatif tedaviler, tümör hacminin kontrolünü sağlamayı ve sekretuar sendromun kontrolünü amaçlar. Bu tedaviler arasında perkütan ablatif tedaviler ve hepatik intraarteriyel tedaviler bulunur. Perkütan ablatif tedaviler, ultrasonografi, BT veya MRG rehberliğinde tümör dokusunun yüksek ısı, dondurma veya nekroz edici ajanlarla yok edilmesini içerir. Radyofrekans ablasyon (RFA) bu tedaviler arasında en yaygın kullanılan yöntemdir. RFA, yüksek sıcaklığın sitotoksik etkilerine dayanır ve tümör boyutunu azaltarak semptomların azalmasını sağlar. RFA'nın komplikasyonları arasında ağrı, biliyer dilatasyon ve hematom bulunur. Tedaviye yanıtın değerlendirilmesi için erken dönem takip görüntülemesi önerilir. Mikrodalga ablasyonu (MDA) ise RFA'dan daha etkin bir yöntemdir ve daha büyük boyuttaki tümörleri yakmak için kullanılır. Lokal ablatif tedaviler, GEP-NET karaciğer metastazlarının kontrolünü sağlamada etkili bir seçenektir.(AI)