Kanser hastalarında tromboembolik olaylar, yani kan pıhtılarının oluşması ve damar tıkanıklıklarının meydana gelmesi, oldukça yaygın bir sorundur. Bu olaylar, kanser hastalarının kanın pıhtılaşma eğiliminin artması nedeniyle ortaya çıkar. Tromboz, kanser teşhisinden önce veya tedavi sırasında meydana gelebilir. Kanser hastalarında antikoagülan tedavi kullanımıyla birlikte kanama riski de artabilir, bu da antikoagülan tedavi kararlarını zorlaştırır.Venöz tromboembolik olayların toplumda yıllık insidansı 100.000 kişide 104-183 arasında değişmektedir ve inme insidansıyla benzerdir. Kanser hastalarında ise venöz tromboemboli riski, kanseri olmayanlara göre 4-7 kat daha yüksektir. Bazı kanser tiplerinde ise tromboz oranı daha yüksektir. Özellikle over, beyin, pankreas kanseri ve lenfomalarda venöz tromboemboli oranı daha yüksektir. Bazı kemoterapi ilaçları da tromboz riskini artırabilir.Bazı kanser ameliyatları, özellikle büyük karın içi veya pelvik prosedürler, venöz tromboemboli riskiyle ilişkilidir. İleri yaş, yüksek beden kitle indeksi, steroid kullanımı, metastatik hastalık, asit, konjestif yetmezlik, yüksek trombosit sayısı, düşük serum albumin düzeyi ve uzun süreli hastanede yatış gibi faktörler de venöz tromboemboli riskini artırır.Kanser hastalarında tromboembolik olayların oluşumunda hareketsizlik, tümör basısı, kemoterapi ilaçları ve kanül kullanımı gibi faktörler etkilidir. Kanser hücreleri, pıhtılaşmayı aktive eden moleküller salgılayarak, inflamatuar sitokinler üreterek ve doku faktörü taşıyan mikropartiküllerin oluşumunu sağlayarak pıhtılaşmayı artırır. Kanser hastalarında pıhtılaşma ve fibrinolitik sistem aktivasyon belirteçleri genellikle yüksektir.Sonuç olarak, kanser hastalarında tromboembolik olaylar sık görülen bir sorundur ve antikoagülan tedavi kullanımı düşünülmelidir. Ancak, kanama riski de göz önünde bulundurularak tedavi kararı verilmelidir.(AI)