Son yıllarda görüntüleme yöntemlerinin kullanımının artmasıyla birlikte, özellikle küçük boyutlardaki böbrek tümörlerinin sayısında belirgin bir artış gözlenmektedir. Bu durum, tümörlerin erken dönemde tespit edilmesini sağlamış ve böylece nefron koruyucu cerrahi tekniklerin kullanımı yaygınlaşmıştır. Ancak bazı hastalarda cerrahi tedavi uygulanamadığı durumlarda ablatif tedavi yöntemleri tercih edilmektedir. Radyofrekans ablasyon, mikrodalga termoablasyon, kriyoablasyon, yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason, pulsatil kavitasyonel ultrason, irreversible elektroporasyon ve lazer termoablasyon gibi fokal ablatif tedaviler, cerrahiye göre daha az komplikasyon oranına sahiptir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, radyofrekans ablasyon ve kriyoablasyonun diğer ablatif yöntemlere göre daha fazla tercih edildiği görülmektedir. Ancak ablatif tedavilerle ilgili endişeler arasında takip süresinin sınırlı olması, tedavi öncesi ve sonrası biyopsi eksikliği ve lokal rekürrens oranlarının artması sayılabilir. Bu nedenle, ablatif tedavilerin etkinliğini ve rekürrens oranlarını belirlemek için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :
