Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK), tüm akciğer kanserlerinin %15'ini oluşturan bir türdür. Bu kanser türü genellikle yaygın hastalık olarak ortaya çıkar, ancak üçte biri lokalize yani sınırlı hastalık olarak teşhis edilir. Sınırlı hastalık, tek hemitoraksa sınırlı, tek radyoterapi alanına sığabilen, karşı lenf nodu tutulumu olmayan ve malign effüzyonu olmayan bir grup olarak tanımlanır. Kemoterapi, KHAK tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır ve genellikle primer tedavi olarak kullanılır. Kemoterapi sonrası rekürrens sıkça görülür ve genellikle önceki hastalık alanında ortaya çıkar. Bu durum, torasik radyoterapinin tekrar denemesine yol açmıştır. Günümüzde radyoterapi ve kemoterapi, KHAK tedavisinde ortak bir rol oynamaktadır. Etoposite ve platin bazlı ajanlar en sık kullanılan kemoterapi rejimleridir. İleri evre hastalıkta, antrasiklin veya taksan gibi ilaçların eklenmesi alternatif bir seçenek olabilir. Sınırlı hastalıkta ise torasik radyoterapi ile birlikte etoposite ve platin kombinasyonu hala standart tedavi rejimidir. Kemoterapi ve radyoterapi eşzamanlı, sırasıyla veya farklı tarzlarda uygulanabilir. Eşzamanlı kemoterapinin kısa tedavi süresi, artmış tedavi etkinliği ve potansiyel antikanser sinerjizmi gibi avantajları vardır, ancak artmış toksisite gibi dezavantajları da bulunmaktadır.(AI)