İmmün tedavi, kanser tedavisinde önemli bir gelişme olarak kabul edilmektedir. Bu tedavi yöntemi, immün kontrol noktalarının inhibisyonunu hedef alarak kanser hücrelerinin bağışıklık sistemine karşı korunmasını engellemektedir. Sitotoksik T-lenfosit antijen 4 (CTLA-4) ve programlı hücre ölümü 1 (PD-1) reseptörü ve onun ligandı (PD-L1) hedefleyen monoklonal antikorlar, birçok kanser türünün tedavisinde kullanılmaktadır. Bu tedavi yöntemiyle tedavi edilen hasta sayısı arttıkça, tedaviye bağlı yan etkilerin görülme olasılığı da artmaktadır. İmmün ilişkili yan etkiler, sistemik kemoterapiden farklılık gösterir ve genellikle cilt, endokrin organlar, gastrointestinal traktus, karaciğer ve akciğer gibi belirli bölgelerde ortaya çıkar. Nadir durumlarda, diğer organ ve dokular da etkilenebilir ve hayatı tehdit edici durumlar ortaya çıkabilir. İmmün yan etkiler genellikle tedaviye başlandıktan sonra ilk haftalarda veya ilk 3 ayda ortaya çıkar, ancak ilaç kesildikten sonra bile bir yıl boyunca devam edebilir. Hafif yan etkilerde tedaviye devam edilebilirken, ağır yan etkilerin erken tanınması ve doğru şekilde yönetilmesi gerekmektedir. İmmün ilişkili toksisite tanısında doku biyopsisi gerekliliği tam olarak belirlenmemiş olsa da, grade 3-4 toksisite durumunda ve tanıda şüphe olduğunda biyopsi yapılabilir. İmmün tedavi, kanser tedavisinde önemli bir ilerleme sağlamış olsa da, yan etkilerin yönetimi de büyük önem taşımaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :