Bu makalede, yenidoğanların haklarının Barselona Deklarasyonu kapsamında değerlendirilmesi üzerine bir değerlendirme yapılmaktadır. Yenidoğanlar, zihinsel ve bedensel olgunluğu olmayan bebeklerdir ve kırılgan bir yapıya sahiptirler. Bu nedenle, yenidoğanların bakımı özen ve hassasiyet gerektirir. Özellikle kronik hastalık veya yoksulluk gibi zorluklarla başlayan yenidoğanların bireyselleştirilmiş bakım ihtiyaçları daha fazladır. Yenidoğanların haklarını savunmak ise sadece aileleri değil, toplumun tüm disiplinlerinin sorumluluğundadır. Hemşireler, hasta haklarının savunucusu olarak tanımlanmaktadır ve yenidoğan hemşireleri de yenidoğanların haklarının korunmasına yönelik savunuculuk yapmaktadır. Bu savunuculuk, etik modellerle ilişkilidir ve yenidoğan ve annenin çıkarlarını dikkate alarak güvenli bir çevre oluşturmayı amaçlamaktadır. Barselona Deklarasyonu, yenidoğanların haklarına duyarlı olmanın yaşama güvenli başlamasındaki ilk adımlardan biri olduğunu belirtmektedir. Yenidoğan aileleri, hemşireleri kendilerinin ve savunmasız bebeklerinin savunucusu olarak görürler. Bu beklentiye yanıt verebilmek için yenidoğan hemşirelerinin bakım ve savunucu yetkinlikleri önemlidir. Barselona Deklarasyonu, anne ve yenidoğan haklarının gerçekleşmesi için toplum ve kuruluşların bir araya gelmesini ve harekete geçmesini amaçlamaktadır.(AI)