Gebelik Ve Laktasyona Sekonder Değişiklikler

Yayın Yılı: 2021
Sayfa Sayısı: 153-164
Kitap Dili : Türkçe

Anahtar Kelimeler


Gebelik ve laktasyon döneminde meme dokusunda çeşitli hormonların etkisiyle yapısal değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler, genç kadınlarda klinik ve radyolojik değerlendirmeyi zorlaştırabilir. Bu nedenle, bu dönemdeki fizyolojik değişikliklerin ve sık karşılaşılan patolojilerin bilinmesi önemlidir. Gebelikte östrojenin artışıyla duktal proliferasyon ve dallanma, alveolar-lobüler büyüme, vasküleritede artış ve stromal involüsyon görülür. Laktasyon döneminde ise progesteronun etkisiyle lobüler genişleme, sellüler proliferasyon ve stromal involüsyon devam eder. Prolaktin ise alveolar hücrelerin kolostrum üreten epitele diferansiye olmasını sağlar. Bu fizyolojik değişiklikler meme dokusunda artmış boyut, gerilme ve nodülerite olarak kendini gösterir ve klinik değerlendirmeyi zorlaştırır.Gebelik ve laktasyon döneminde meme dokusunun değerlendirilmesinde ultrasonografi (USG) ilk tercih edilen görüntüleme yöntemidir. USG, iyonizan radyasyon içermemesi ve meme kanserini saptamadaki duyarlılığı nedeniyle avantajlıdır. Gebelik ve laktasyon döneminde meme dokusunda artmış yoğunluk ve süt stazı nedeniyle palpabl kitle şikayeti sık görülür. Bu durumda, iki haftadan uzun süren palpasyon bulgusu varlığında sonografik değerlendirme yapılmalıdır. Sonografik değerlendirmede gebelikte meme dokusu diffüz hipoekoik görünürken, laktasyon döneminde artmış vasküler kan akımı, geniş duktal yapılar ve süt birikimine bağlı olarak diffüz hiperkoik görünür. Doppler USG ile artmış parankimal kanlanma izlenebilir.Mamografi, gebelik ve laktasyonda meme boyutunda ve dansitesinde artışla birlikte benign morfolojide mikrokalsifikasyonların görülebileceği bir görüntüleme yöntemidir. Mamografinin meme kanserini saptamadaki duyarlılığı, meme yoğunluğundaki artış nedeniyle azalır. Ancak mamografi, ultrasonda görülemeyen şüpheli mikrokalsifikasyonların tespitinde, hastalığın yaygınlığının değerlendirilmesinde, klinik muayene ve ultrasonda yüksek şüpheli kitlelerin tespitinde ve yeni tanılı meme kanserinde kullanılabilir. Rutin tarama mamografisi 40 yaşın altındaki gebelerde önerilmez. Gebelikte karın bölgesi korunduğunda fetal doz tahmini düşüktür. Laktasyon sırasında mamografi çekimiyle ilgili kontrendikasyon bulunmamaktadır.Manyetik rezonans görüntüleme (MRG), iyonizan radyasyon içermemesi nedeniyle karsinojenik riski olmayan bir görüntüleme yöntemidir. Ancak teratojenik potansiyeli bulunmaktadır. Gebelik sırasında MRG kullanımından kaçınılmasının sebebi gadolinyumun fetal toksisite riski sebebiyledir. Gadolinyumun plasentayı geçtiği ve nörotoksik olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle gebelik sırasında MRG kullanımından kaçınılmalıdır.(AI)

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :