Aterosklerotik kalp hastalığı (AKH), kardiyovasküler hastalıklar arasında en sık görülen ve ölüm ve hastalık nedenlerinden biridir. AKH, lipid metabolizmasıyla ilişkilidir ve lipid dengesizliği dislipidemiye yol açabilir. Dislipidemi, toplumlar arasında farklılık gösterse de en sık görülen on kronik hastalık arasında ikinci sırada yer alır. Lipid ve ateroskleroz arasındaki bağlantı, aterosklerotik plaklarda yağ damlacıklarının görülmesiyle başlamış ve daha sonra lipoprotein partiküllerinin inflamasyona neden olduğu keşfedilmiştir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar, dislipideminin AKH gelişiminde önemli bir risk faktörü olduğunu göstermiştir. Hem dislipidemi hem de ateroskleroz karmaşık süreçlerdir ve birbirleriyle etkileşimleri iyi anlaşılmalıdır. Bu bilgiler, dislipidemi ve AKH tedavi protokollerinin geliştirilmesinde önemlidir. Ateroskleroz, lipid birikimi ve inflamasyonla karakterize bir hastalıktır. Endotel disfonksiyonu, aterosklerozun erken bir belirtisidir ve düşük kayma gerilimi olan bölgelerde meydana gelir. Endotel disfonksiyonu, bariyer fonksiyonunun bozulması, protrombotik ve proinflamatuar özelliklerin ortaya çıkmasıyla sonuçlanır. Ateroskleroza yatkın bölgelerde, endotel hücreleri yaşlıdır ve apoptoza eğilimlidir. Ateroskleroza dirençli bölgelerde ise endotel hücreleri daha genç ve daha sağlıklıdır. Aterosklerozun ilerlemesi, lipid birikimi ve inflamasyonun artmasıyla devam eder. Bu süreçte, köpük hücrelerin oluşumu ve bağışıklık sistemi aktivasyonu önemli bir rol oynar. Bu bilgiler, aterosklerozun mekanizmalarının anlaşılmasında ve tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesinde yardımcı olur.(AI)