Yağ dokusu, sadece enerji depolama ve yalıtım gibi basit işlevlerin ötesinde, birçok biyolojik süreci düzenleyen kompleks bir endokrin organdır. Bu dokudan salgılanan adipokinler, vücutta iştah-tokluk dengesi, enerji harcaması, glukoz toleransı, insülin salınımı ve duyarlılığı gibi birçok süreci düzenler. Adiponektin, yağ dokusunda salgılanan önemli bir adipokin olarak bilinir. Adiponektin, 1995 yılında keşfedilmiş olup, kompleman faktör C1q'ya benzerlik gösteren bir yapıya sahiptir. Bu hormon, iskelet kası, kalp kası, kemik hücreleri, lenfositler, adrenal bez, plasenta, testis, yumurtalık, hipofiz ve karaciğer gibi birçok dokuda bulunur. Adiponektin düzeyleri, plazmada diğer hormonlar ve sitokinler tarafından etkilenebilir. Özellikle insülin, leptin, TNF-α ve IL-6 gibi faktörler, adiponektin düzeylerini etkileyebilir. Adiponektin düzeyleri, vücut yağ kütlesi ile ters orantılıdır ve obezite durumunda azalabilir. Adiponektin, AdipoR1 ve AdipoR2 adlı reseptörler aracılığıyla hücre içine sinyal iletebilir. Bu reseptörler, vücudun çeşitli dokularında bulunur ve adiponektinin etkilerini medye eder. Adiponektin, obezite ile ilişkili birçok hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, adiponektin ve etkileri üzerine yapılan araştırmalar, obezite ve obeziteye bağlı hastalıkların tedavisinde potansiyel bir hedef olabilir.(AI)
Atıf Sayısı :