Bu bölümde, diode lazer prostatektominin etkinliği ve güvenliği üzerine yapılan çalışmalar incelenmiştir. Diode lazer, 1962 yılında keşfedilmiş ve 2007 yılında FDA tarafından onaylanmıştır. Diğer lazer sistemlerine göre daha verimli bir şekilde elektrik enerjisini kullanabilen diode lazer, daha küçük, ucuz ve taşınabilir bir cihaza sahiptir. Prostatın vaporizasyonu, vaporezeksiyonu ve enükleasyonu gibi farklı cerrahi işlemler için kullanılabilir. Yapılan çalışmalarda, diode lazerin ablasyon kapasitesinin KTP lazerden yüksek ancak TURP'den düşük olduğu belirlenmiştir. Antikoagülan tedavi alan hastalarda da diode lazer prostatektominin güvenli bir şekilde uygulanabileceği gösterilmiştir. Diode lazer cerrahisinin en sık görülen yan etkileri arasında dizüri ve depolama semptomları bulunmaktadır. Ayrıca, inkontinans, retansiyon, striktür ve reoperasyon gibi komplikasyonlar da görülebilmektedir.Diode lazerin farklı fiber tipleri ve diğer lazer sistemleriyle karşılaştırıldığı çalışmalarda, işeme semptomları ve işeme parametreleri açısından anlamlı farklar bulunmamıştır. Ancak, diode lazerin reoperasyon oranının diğer lazer sistemlerine göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca, intraoperatif kanama diode lazerde diğer lazer sistemlerine göre daha fazla olabilir.Sonuç olarak, diode lazer prostatektomi etkin bir yöntem olmasına rağmen bazı yan etkiler ve komplikasyonlarla ilişkilidir. Diğer lazer sistemleriyle karşılaştırıldığında, reoperasyon oranının daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu nedenle, diode lazer prostatektomi uygulanmadan önce hastaların dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi ve risklerin tartılması önemlidir.(AI)