Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biridir ve ölümlere neden olan ikinci en yaygın kanserdir. Bu nedenle, prostat kanserinin erken teşhisi ve tedavisi için etkili biyobelirteçlerin geliştirilmesi önemlidir. Şu anda, prostat kanserinin tanısında en yaygın kullanılan biyobelirteç, serum prostat spesifik antijen (PSA) ölçümüdür. Ancak, PSA seviyeleri bazen yanıltıcı olabilir ve düşük PSA seviyelerine sahip hastalarda bile kanser gelişebilir. Bu nedenle, daha güvenilir ve spesifik biyobelirteçlere ihtiyaç vardır.Son yıllarda yapılan araştırmalar, mikroRNA'ların (miRNA) prostat kanseri için potansiyel biyobelirteçler olduğunu göstermektedir. miRNA'lar, gen ekspresyonunu düzenleyen küçük, kodlamayan RNA molekülleridir. miRNA'lar, kanser gelişiminde önemli rol oynayan hücresel süreçleri etkileyebilir ve vücut sıvılarında stabil bir şekilde bulunabilir. Bu nedenle, dolaşımdaki miRNA'lar, prostat kanserinin tanısı ve prognozu için yeni birer biyobelirteç olarak önerilmektedir.miRNA'ların kanser gelişimindeki rolü, tümör baskılayıcı genleri veya onkogenleri hedefleyerek oynadıkları rolle ilişkilidir. Bu nedenle, miRNA profilleme, prostat kanseri gibi çeşitli kanserlerin erken teşhisi ve prognozu için kullanılan prediktif miRNA imzalarının belirlenmesinde önemli bir araç olabilir.Ayrıca, miRNA'ların vücut sıvılarında dolaşması, RNA düzenlemelerinde ve çeşitli hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenle, miRNA'lar, prostat kanseri gibi hastalıkların teşhisi için potansiyel birer biyobelirteç olarak değerlendirilmektedir.Sonuç olarak, prostat kanseri tanısı ve tedavisi için daha güvenilir ve spesifik biyobelirteçlere ihtiyaç vardır. miRNA'lar, prostat kanseri için potansiyel biyobelirteçler olarak değerlendirilmektedir ve bu alanda yapılan araştırmalar önemli bir ilerleme kaydetmektedir.(AI)