Spinal kord yaralanmaları, tüm travma hastalarının sadece %1'ini oluşturmasına rağmen, önemli sonuçlar doğurabilen bir durumdur. Bu nedenle, spinal kord yaralanmalarının akut tedavisi ve takibi büyük önem taşır. Spinal cerrahi uzmanı yönetiminde, özel eğitim almış hemşireler ve diğer sağlık personeli tarafından takip edilmelidir. Spinal kord, foramen magnum ile L1 vertebra seviyesi arasında yer alır ve L1-L2 seviyesinde sonlanır. Spinal kanal servikal ve torakal bölgede daha geniş, lomber bölgede ise daha dar olduğu için servikal ve torakal bölgede kord travmaya daha duyarlıdır. Spinal kord yaralanmaları iki süreç halinde incelenir: primer yaralanma ve sekonder yaralanma. Primer yaralanma, aksonlarda, mikrovasküler yapıda ve hücre membranlarında hasara neden olan doğrudan basınç, traksiyon veya iskemi gibi etkenlerle başlar. Sekonder yaralanma ise yaralanmaya tepki olarak travma sahasının proksimaline ve distaline doğru lokal hipoperfüzyon ve iskemiye neden olur. Bu durum, serbest radikaller, proteazlar, fosfolipazlar ve uyarıcı nörotransmitterlerin aşırı salınımıyla sekonder yaralanmanın temel nedenlerini oluşturur. Spinal travma öntanılı bir hastada ilk yaklaşım immobilizasyondur. Bunun yanı sıra kan basıncının kontrolü, hipoksidenden kaçınılması ve metabolik anormalliklerin düzeltilmesi önemlidir. Immobilizasyon, rijit bir boyunluk kullanılarak baş rotasyonunu engellemek amacıyla başın her iki yanına bir destek konularak sıkı bir baş-boyun immobilizasyonu uygulanmasıyla sağlanır. Torakolomber travma şüphesi durumunda ise hasta tek bir blok halinde hareket ettirilerek travma tahtasına yerleştirilmelidir.(AI)
Atıf Sayısı :