Peptik ülser hastalığı, mide cerrahisinin önemli bir endikasyonu olarak kabul edilirken, son yıllarda cerrahi girişimlerin azaldığı görülmektedir. Bu hastalığın asıl sebebinin asit fizyolojisindeki bozukluk değil, enfeksiyon kaynaklı olduğunun anlaşılmasıyla birlikte, hastaların çoğu medikal olarak tedavi edilmeye başlanmıştır. Güçlü antisekretuar ajanların geliştirilmesi ve Helikobakter pilori enfeksiyonunun tedavisi, ülser nükslerinin çoğunu ortadan kaldırabilme imkanı sağlamıştır. Günümüzde ülser cerrahisi, kanama, delinme ve tıkanıklık gibi komplikasyonlar durumunda uygulanmaktadır. Şüpheli malignensi durumlarında ve medikal tedaviye dirençli ülser hastalığında da cerrahi müdahaleye başvurulmaktadır. Dirençli ülser, başlangıç tedavisinden sonra iyileşmenin olmaması ve tedavi kesildikten sonra hastalığın tekrarlaması olarak tanımlanır. Dirençli ülserlerde, H.pilori eradikasyonunun ve non steroid anti inflamatuar ilaçların kullanımının kesildiği doğrulanmalıdır. Nadir görülmesine rağmen, medikal tedaviye dirençli ülserlerde asit azaltıcı ameliyatlar yapılabilir. Peptik ülser cerrahisinin amacı, gastrik asit salınımını azaltmaktır. Bu ameliyatlar arasında trunkal vagotomi, selektif vagotomi ve yüksek selektif vagotomi gibi prosedürler bulunmaktadır. Yüksek selektif vagotomi, sadece korpus ve fundusu etkileyerek asit salınımını azaltırken, antrum ve pilorun innervasyonunu korur. Bu prosedürün nüks oranı, cerrahi tecrübe ve takip süresine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.(AI)