Obstrüktif uyku apnesi sendromu (OUAS), uyku sırasında üst hava yolunun kısmi veya tam tıkanıklığının aralıklı ve tekrarlayan atakları ile karakterize yaygın bir solunum bozukluğudur. Bu sendrom genel popülasyonda %2 ile %25 arasında bir prevelansa sahiptir. Elektif cerrahi geçiren hastalarda ise uyku apnesi prevelansı daha yüksektir. Sedasyon ve anestezinin üst hava yolu kollapsını artırdığı için, obstrüktif uyku apneli hastalar perioperatif dönemde risk altındadır. Bu nedenle, bu hastaların tanımlanması ve önlemlerin zamanında alınması önemlidir.Preoperatif dönemde, hastaların horlama, apne, gündüz uyuklama hali ve obstrüktif uyku apnesi ile ilişkili diğer semptomlar sorgulanmalıdır. Obezite, hipertansiyon, diyabet, erkek cinsiyet, alkol kullanımı ve kalın boyun gibi durumlar, obstrüktif uyku apnesi riskini artıran faktörlerdir.Bir çalışmada, obstrüktif uyku apnesi tanısı konmamış 708 cerrahi hastanın %38'inin orta ve şiddetli obstrüktif uyku apnesi olduğu belirlenmiştir. Bu hastaların %60'ı anestezistler tarafından, %92'si ise cerrahlar tarafından gözden kaçırılmıştır. STOP-Bang tarama anketinin kullanılmasıyla bu hastaların %93'ünün obstrüktif uyku apnesi riski altında olduğu tespit edilmiştir.Intraoperatif dönemde, obstrüktif uyku apneli hastalara yönelik anestezik stratejiler uygulanmalıdır. Sedatif ve opioidlerin hava yolu obstrüksiyonu ve solunum depresyonuna neden olabileceği için, bu ilaçların kullanımı sınırlanmalı veya alternatif ilaçlar tercih edilmelidir. Gastroösefageal reflü hastalığı ve pulmoner aspirasyon riskini azaltmak için profilaktik ajanlar kullanılmalıdır. Merkezi apne, obstrüktif apne ve obstrüktif uyku apnesi gibi solunum bozukluklarına yönelik önlemler alınmalıdır.Sonuç olarak, obstrüktif uyku apneli hastaların anestezi yönetimi dikkatli bir şekilde planlanmalı ve uygun önlemler alınmalıdır. Bu hastaların tanımlanması ve risklerin azaltılması, perioperatif dönemde oluşabilecek komplikasyonları önlemek için önemlidir.(AI)