Kardiyovasküler cerrahi ve onkolojik hastalıkların birlikte tedavi edilmesi günümüzde daha sık karşılaşılan durumlar arasındadır. Bu hastalıkların yaşamı tehdit eden rolleri göz önüne alındığında, her iki hastalığa sahip olanların en uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesi önemlidir. Kardiyovasküler cerrahinin amacı, hastaların uzun süre sağ kalmasını sağlamak ve yaşam kalitesini iyileştirmektir. Ancak, kardiyovasküler cerrahi adaylarında eşzamanlı olarak malignite öyküsü bulunma oranı düşüktür. Bu durumda cerrahlar, hastanın intraoperatif riskinin artıp artmadığını, hastanın malignitesinin operasyondan fayda görecek kadar uzun süre hayatta kalmasına izin verip vermeyeceğini ve malignitenin tedavi sürecini beklemek mi yoksa önce kardiyak operasyonu gerçekleştirmek mi daha iyi olacağını değerlendirmelidir. Ayrıca, antitrombotik tedavi kullanımı sırasında komplikasyonların artıp artmayacağı ve cerrahi sonrası gelişen sistemik inflamatuar yanıtın malignitenin gidişatını nasıl etkileyeceği de dikkate alınmalıdır. Bu konuda kesin bilgilere sahip olunmamakla birlikte, cerrahlara ve cerrahi merkezlere göre bireyselleştirilmiş stratejiler bulunmaktadır. Bazı çalışmalarda, maligniteli hastalarda cerrahi girişim sonuçlarının düşük mortalite oranlarına sahip olduğu görülmüştür. Ancak, cerrahi yerine perkütan müdahalelerin tercih edilme eğilimi gözlenmiştir. Özellikle koroner müdahalelerde kullanılan ilaçlı stent uygulaması gibi durumlarda ciddi dezavantajlarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, cerrahlar off-pump koroner arter bypass greftleme (KABG-BH) cerrahi stratejilerini tercih edebilirler.(AI)