Kalp yetersizliği ve kanser, gelişmiş ülkelerdeki en önemli sağlık sorunlarından biridir. Yaş, sigara, diyabet ve obezite gibi ortak risk faktörleri, bu hastalıkların görülme sıklığını artırır. Kanser tedavisinde kullanılan birçok ilaç, kalp fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, kanser hastalarının tedavisi sırasında ortaya çıkan kardiyak komplikasyonlar, sağ kalım süresini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Kardiyoonkoloji, antineoplastik ilaçların kardiyotoksik etkileriyle ilgilenir ve kanser tedavisi gören hastalarda kardiyovasküler komplikasyonların tedavisi ve önlenmesine odaklanır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, kalp yetersizliği hastalarında kanser insidansında artış olduğunu göstermiştir. Bu durumun nedeni olarak, kalp yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan sempatik sinir sistemi ve renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi hiperaktivitesinin kanser gelişimini artırması gösterilmektedir. Ayrıca, her iki hastalığa yatkınlık yaratan kronik düşük dereceli inflamasyon ve oksidatif stres durumu gibi ortak mekanizmalar da bulunmaktadır. Bu bölümde, kanser tedavilerine bağlı kalp yetersizliği ve kalp yetersizliği ile kanser arasındaki ilişki üzerinde durulacaktır. Antrasiklinler gibi bazı kemoterapi ilaçları, kalp yetersizliğine neden olabilir. Bu ilaçların kardiyotoksik etkileri doza bağlıdır ve geri dönüşümsüzdür. Risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, altta yatan kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, diyabet, obezite ve sigara kullanımı bulunmaktadır. Antrasiklinlere bağlı kardiyotoksisite, akut, subakut veya geç olarak ortaya çıkabilir. Geç kardiyak yan etkiler, sol ventrikül disfonksiyonu ve konjestif kalp yetmezliği belirtileriyle kendini gösterir. Bu belirtiler genellikle tedavi sonrası ilk birkaç yıl içinde ortaya çıkar, ancak bazen 10-20 yıl sonra bile görülebilir. Prognoz genellikle kötüdür.(AI)
Atıf Sayısı :