Antitrombotik ilaçlar, kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçlardır ve genellikle üç gruba ayrılırlar: antiagregan, antikoagülan ve fibrinolitik ilaçlar. Antiagregan ilaçlar, trombositlerin bir araya gelmesini engellerken, antikoagülan ilaçlar kanın pıhtılaşmasını önleyerek trombüs oluşumunu engeller. Fibrinolitik ilaçlar ise plazmin oluşumunu artırarak oluşmuş pıhtıları eritir. Bu bölümde, birinci basamak sağlık hizmeti sunumu sırasında sıklıkla karşılaşılan ve son yıllarda ülkemizde yeni kullanıma giren antiagregan ve antikoagülan ilaçlar detaylı olarak açıklanmaktadır.Antiagregan ilaçlar, trombositlerin normal hemostazdaki önemli bileşenler olduğunu ve aterotrombozdaki kilit katılımcılar olduklarını belirtmektedir. Yaralanma bölgesine trombositler toplanır ve vazoaktif ve protrombotik mediatörlerin salınımı ile birincil hemostaz oluşur. Mevcut antiagregan ilaçlar, trombositlerin mediatör salınımı ve kümeleşme sürecinde etki eder.Aspirin, en çok çalışılan antiagregan ilaçtır ve yüksek riskli hastalarda vasküler ölümü %15, ölümcül olmayan vasküler olayları ise %30 azaltır. Aspirin, COX1 ve COX2'nin geri dönüşümsüz inhibisyonu aracılığıyla anti-enflamatuar ve antiplatelet etki gösterir. Tromboksan A2'nin oluşumunu sağlayan COX1'in inhibisyonu, aspirinin antitrombotik etkisinden sorumludur. Aspirin alımının kesilmesinden sonra, trombosit fonksiyonlarının yeni trombosit oluşumunun bir sonucu olarak artması beklenir.Bu özet, antitrombotik ilaçların genel özelliklerini ve özellikle antiagregan ilaçların etki mekanizmasını ve aspirinin önemini açıklamaktadır.(AI)